Geçtiğimiz günlerde bazı TV kanalları ile çeşitli haber sitelerinde, müvekkil Adnan Oktar’ın cezaevinden faks göndererek “güya insanları tehdit ettiği” şeklinde UYDURMA BİR HABERE YER VERİLMİŞTİR. Kamuoyunu yanıltıp aldatarak müvekkil Adnan Oktar hakkında aleyhte bir algı oluşturmak ve devam eden yargılamayı etkilemek amacıyla yapıldığı izlenimi veren bu uydurma habere ilişkin müvekkil adına cevap vermek gerekli olmuştur.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, cezaevlerinden alınan ya da gönderilen mektup, faks ya da telgraf gibi her türlü iletişim kanalı, ilgili cezaevi müdürlüklerinin OKUMA ve DEĞERLENDİRME BİRİMLERİ TARAFINDAN ÖNCEDEN KONTROL EDİLMEKTE; içeriği itibariyle suç oluşturabilecek her türlü söz, bilgi ya da haber BU SAYEDE HENÜZ DAHA OLUŞMADAN ENGELLENMEKTEDİR.

Bu konuya ilişkin yasal mevzuat “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeli”ğin ondördüncü bölümünde tanımlanan Dışarıyla İlişkiler ve Ziyaret, Mektupların gönderilmesi ve gelen mektupların verilmesi başlığı altında şöyle açıklanmaktadır;

MADDE 104- (1) 76 ncı maddeye göre mektup alma ve gönderme hakkı kapsamında HÜKÜMLÜLER TARAFINDAN YAZILAN MEKTUP, FAKS ve TELGRAFLAR, zarfı kapatılmaksızın bu işle görevlendirilen ikinci müdür başkanlığında, idare memuru ve yüksekokul mezunu en az iki infaz ve koruma memuru tarafından oluşturulan MEKTUP OKUMA KOMİSYONUNA İLETİLMEK ÜZERE güvenlik ve gözetim servisi personeline verilir. YAPILAN İNCELEMEDEN SONRA GÖNDERİLMESİNDE SAKINCA GÖRÜLMEYEN mektuplar üzerine “GÖRÜLDÜ” kaşesi vurulur, zarf içerisine konularak kapatılır ve postaneye teslim edilir.

Yani ilgili yasal mevzuatlar gereğince, cezaevinde bulunan bir kimsenin dışarıya gönderdiği herhangi bir mektup, faks ya da telgraf ile BİR BAŞKASINI TEHDİT ETMESİ İMKANSIZDIR. Kaldı ki,  haberlerde adı geçen ve güya müvekkil tarafından faksla tehdit edildiği iddia edilen Orkun Şimşek isimli kişi de o esnada başka bir cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Bu durum, gönderilen bir faks veya mektubun, İKİ AYRI CEZAEVİNDEKİ İKİ FARKLI “OKUMA ve DEĞERLENDİRME BİRİMİ” tarafından incelenmesini gerektirir ki, bu da haberde geçen faksla tehdit iddiasının, asla mümkün olamayacak BİR İFTİRA OLDUĞUNU ORTAYA KOYMAKTADIR.

İşin aslı ise; hukukumuzda yer alan etkin pişmanlık müessesesinin ÇARPIK ŞEKİLDE UYGULANARAK EZİYET YOLUYLA İFTİRACI TEMİN ETME ÇABASIYLA KULLANILMASI NETİCESİNDE, Orkun Şimşek isimli kişinin tutuklu bulunduğu cezaevinin zorlu şartlarıyla husumetli çevrelerin yoğun baskı ve tehditlerine göğüs geremeyerek (sözde) etkin pişman olmak zorunda bırakılmasından ibarettir.

Müvekkil Adnan Oktar’ın “güya cezaevinden faks çekerek insanları tehdit ettiği” şeklindeki akıl dışı iftira, Orkun Şimşek’in kendisine dayatılmış ifadesinde geçen bazı bölümlerin medya tarafından karalama maksatlı kullanılmasından ibarettir.

Bununla birlikte müvekkil Adnan Oktar, bir kişiyi istemediği halde herhangi bir yerde zorla tutmak istemenin hem son derece mantıksız olduğunu hem de Kuran’a uygun olmadığını, daha önce gerek mahkeme huzurunda gerekse müdafiileri aracılığıyla birçok kez dile getirmiş bulunmaktadır.

Nitekim müvekkil Adnan Oktar’ın;

“Bir kişiyi istemediği halde zorla bir yerde muhafaza etmeye çalışmanın Müslümanları taklit etmeye çalışan fakat gerçekte öfke duyan ikiyüzlü bir model ortaya çıkaracağını; sevmeyecek, güvenmeyecek, en nihayetinde de öfkelenerek hainlik yapacak bir insanı zorla tutmanın Müslümanlara fayda getirmekten çok zarar vereceğini”

ilgili Kuran Ayetleri ve Peygamberimiz (sav)’in Hadisleriyle detaylı şekilde izah ettiği bir açıklamasını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

https://adnanoktarbulten.blogspot.com/2023/07/muvekkilim-adnan-oktarn-zorla-tutma.html

Ayrıca müvekkilin avukatlarıyla görüşmeleri de sürekli olarak sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınmaktadır. Dolayısıyla müvekkilin, Orkun Şimşek veya herhangi başka bir kişiye gruptan ayrılmaması, etkin pişman olmaması için tehdit içerikli mesajlar göndermesi bu yolla da mümkün değildir.

Dahası, Orkun Şimşek, 2018 polis operasyonunda gözaltına alınmamış, 4 yıl firari olarak bulunmuştur. Firari olduğu dönemde, müvekkilin kendisine herhangi bir şekilde ulaşması mümkün değildir. Dört yıl boyunca, kendisine hiç kimse tarafından herhangi bir telkinde bulunulmadan etkin pişman olmayı düşünmemiş birinin, bir yılı aşkın süre cezaevinde kaldıktan sonra etkin pişmanlıktan faydalanmak için başvurmasının tek sebebi, cezaevinin ağır koşullarına dayanamaması, husumetli çevrelerden gelen yoğun psikolojik baskı ve tehditler olduğu açıktır.

Değerli kamuoyunun bilgilerine bilvekale sunarım. 02.08.2023

Adnan OKTAR Vekili

Av. Mert YETİŞİR


Daha yeni Daha eski