DİYANET TV’DE EVRİM TEORİSİ PROPAGANDASI YAPAN YAYINLAR HAKKINDA ADNAN OKTAR’IN AÇIKLAMALARI

Müvekkil Adnan Oktar’ın ilmi faaliyetlerine ve kitap çalışmalarına başladığı 1979 yılında toplumumuzda evrim teorisine inananların oranı %90'lara varmaktaydı.

Müvekkilin, evrim teorisini bilimsel olarak çürüten ve geçersiz kılan çalışmaları sonucunda bu oran 2018 itibariyle, Türkiye çapında % 3-4 civarlarına kadar geriledi.

İşte tam bu tarihte, müvekkil ve 200'e yakın arkadaşı, yetkili makamların yanıltılması suretiyle hiçbir suçları olmadığı halde kanunsuz-hukuksuz bir operasyonla tutuklandılar. 5 yılı aşkın bir süredir cezaevinde tutuklular.

Müvekkil, bu hukuksuz operasyonun ve devamındaki dava sürecinin, 40 yıldan beri süregelen, dünya çapındaki bu en etkili anti-Darwinist, anti-materyalist, bilimsel ve maneviyatı güçlendirmek amaçlı faaliyetin de bir anda sekteye uğramasına neden olduğunu düşünmektedir.

Müvekkilin kanaatine göre, Türk toplumunu ateizme, deizme ve bunun sonucunda da nihai olarak manevi ve ahlaki çöküşe, sosyal dejenerasyona sürükleme projesinin karşısında en güçlü ilmi ve manevi kalkan olan eserlerinin ve A9 TV'deki yıllar boyu süren sözlü anlatımlarının önüne derin bir el tarafından set çekilmiştir ve devletimizin bazı kurumları farkında olmadan buna alet edilmiştir.

– Müvekkil  fikri faaliyetlerini sürdüremeyecek bir kısıtlama içine alınmıştır.

– Hukuki hiçbir dayanağı olmadığı halde kendisinin kaleme aldığı Harun Yahya eserlerinin yakılıp imha edilmesi gündeme getirilmiştir.

– Müvekkilin eserlerinden yararlanılarak hazırlanan 1000'den fazla internet sitesine hukuka aykırı şekilde erişim engeli getirilmiştir.

– Müvekkilin koleksiyoner arkadaşlarının Türkiye'nin ve dünyanın pek çok ülkesinde düzenledikleri kültürel etkinliklerde sergilenen "fosiller"e el konulup depolara kapatılmıştır. Milyonlarca insan, Allah'ın varlığına ve yaratılış gerçeğine iman etmeye vesile olan, yaratılışın canlı ispatı olan bu "yaşayan fosiller"den faydalanmaktan mahrum edilmiştir. Yüzlerce fosil tozlu, rutubetli raflarda çürümeye terk edilmiştir.

 

TRT VE DİYANET GİBİ RESMİ KURUMLAR ÜZERİNDEN DARWINİZM VE EVRİM PROPAGANDASI YÜRÜTÜLMESİ TOPLUMDA ATEİZM VE DEİZMİNİN GÖRÜLMEMİŞ BİR HIZLA YAYILMASINA YOL AÇMAKTADIR

Temmuz 2018'de, kendisi ve arkadaş grubuna düzenlenen POLİS OPERASYONUNDAN BU YANA ATEİZM, DEİZM VE DİNSİZLİĞİN YAYILMASININ CUMHURİYET TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ BİR HIZA ULAŞTIĞI GERÇEĞİNE müvekkil özellikle dikkat çekmektedir.

Müvekkilin kanaatine göre; bu felaketi körükleyen önemli etkenlerden birisi "Allah yok, yaratılış yok", "canlılar tesadüf ve rastlantılar sonucunda kendi kendilerine oluştu" safsatasını savunan evrim teorisinin anlatıldığı programların TRT, Diyanet TV gibi devletin resmi yayın organlarında sistemli olarak yayınlanmaya başlamasıdır.

Müvekkil, milyonlarca Türk vatandaşının ve Türk gencinin dinden, imandan şüphe etmesine, belki de inancını kaybetmesine, bilmeden ve istemeden de olsa resmi devlet kurumları vasıtasıyla neden olunmasının son derece endişe verici bir durum olduğunu düşünmektedir.

Müvekkil, TRT ve Diyanet TV gibi resmi yayın organları tarafından yürütülen bu evrim propagandasının yalnızca imani değil, aynı zamanda farkında olmadan çok ciddi bir sosyal tahribatın da zemininin oluşmasına yol açtığını ifade etmektedir.

Zira, müvekkilin açıklamalarına göre kendini tesadüfler sonucu ortaya çıkmış bir hayvan türü olarak gören, karşısındakini de aynı şekilde bir hayvan olarak algılayan, ayakta kalmak için başkasını ezmesi gerektiğini düşünen, ahlaki değerlerden soyutlanmış ve tüm bunlara sözde bilimsel gerçeklik olarak inandırılmış bireylerden oluşan bir toplumun varlığını sağlıklı ve bütün olarak devam ettirmesi, mümkün değildir.

Bu bakımdan müvekkilin düşüncesine göre, şiddet içeren tüm ideolojilerin, dolayısıyla anarşi, terör ve çatışmanın temel dayanak noktası olan, “Allah yok, din yok, ahlak yok, vicdan yok” “güçlü olmak istiyorsan kavga etmelisin“, “acırsan acınacak hale gelirsin“, “orman kanunları esastır”, “aşağı ırklar ezilmelidir”, “ezerek yükselirsin”, "güçlü olan ayakta kalır" gibi başta Kur’an’a, vicdana, tüm insancıl değerlere aykırı mantıkları savunan böyle bir teorinin propagandasını yapmak, bilmeden, istemeden de olsa toplumu bir arada tutan tüm dini, ahlaki ve vicdani değerleri temelinden dinamitlemek demektir.

Müvekkil, bu vahim uygulamanın milli birlik ve bütünlüğümüzün, devletimizin bekasının temel dayanak noktası olan milli şuurun ortadan kaldırılmasına yönelik son derece ciddi sonuçları olacağını önemle belirtmektedir.

Müvekkil Adnan Oktar, evrim karşıtı ilmi ve kültürel çalışmalarının tüm gerçek vatanseverler tarafından, bu hayati önemi nedeniyle her daim takdirle karşılanmış ve desteklenmiş olduğunu da özellikle hatırlatmaktadır.

Müvekkil, TRT ve Diyanet TV gibi güzide kurumların, devletin bekasını güçlendirecek akılcı, bilimsel, doğru, imani, ahlaki, manevi içerikli yayınlar yerine, vehametinin farkında olmadan yaptıklarını düşündüğü, düzenli evrim teorisi propagandası içeren programlar düzenlemelerinin büyük bir manevi ve sosyal tahribata yol açabileceği tehlikesine dikkat çekmektedir.

Müvekkilin aciliyetli önerisi, materyalist ve bölücü tüm ideolojilerin ve şiddet içeren marksist-leninist-komünist vb. sapkın felsefelerin temel dayanağı olan evrim teorisinin, TRT ve Diyanet TV gibi resmi kurumlar tarafından destekler gibi yayınlar yapılmasının devletimizin bekasına karşı çok büyük bir risk olarak değerlendirilmesi ve buna karşı ivedi önlem alınmasıdır. Müvekkil, aksi takdirde bu son derece hatalı politikanın, farkına bile varılmadan büyük bir felakete yol açabileceği ve 100 yıllık Cumhuriyetimizin, 4000 yıllık devletimizin varlığına karşı yıkıcı bir güce dönüşebileceği tehlikesine karşı yetkililerimizin önemle konuya dikkatini çekmektedir.

Müvekkil, TRT ve Diyanet TV üzerinden yürütülen evrim propagandalarının, özellikle bilimsel ve maneviyata yönelik kültürel çalışmalarının engellendiği bu zaman aralığına denk gelmesinin de manidar olduğuna dikkat çekmektedir.

Müvekkile göre, bir yandan evrim karşıtı bilimsel eserler yasaklanıp imha edilirken, imani faaliyetler engellenirken, en etkili ateizm-Darwinizm karşıtı imani çalışmaları yürüten Müslümanlar etkisiz hale getirilirken, eş zamanlı olarak devlet kanalları üzerinden yoğun ve sistematik bir evrim propagandası başlatılması son derece düşündürücüdür.

Âli Devletimizin, üstün irfanı ve bilge aklıyla bu tehlikeye karşı, evrim teorisinin bilimsel geçersizliğini ve oluşturduğu tehlikeyi anlatan bilimsel ve kültürel politikalara ağırlık ve öncelik vererek acilen tedbir alacağına müvekkilin inancı tamdır. Bu amaçla müvekkilin ilgili kitaplarını kaynak eser olarak kullanmanın da son derece faydalı ve etkili bir yöntem olacağını düşünmektedir.

Müvekkil, TRT ve Diyanet TV gibi değerli milli kurumlarımızın, Allah’ın varlığının ve yaratmasının delillerini, iman hakikatlerini, Kur’an ahlakının üstünlüğünü en akılcı, etkili ve içten bir üslupla anlatan kurumlar olmasının milletimiz ve devletimiz için son derece faydalı olacağına inanmaktadır.

Sonuç olarak, müvekkilin düşüncesine göre, tarihi belgeseller, kahramanlık dizileri yayınlamak elbette çok güzel faaliyetlerdir, ancak bir yandan kahraman tarihimizi anlatırken diğer yandan bu kahramanlığın özü olan Allah’ın varlığına, birliğine, yaratılışa, iman esasına ve Kur’an'a tümüyle karşıt olan evrim teorisini milyonlara telkin etmek son derece vahim ve hatalı bir çelişki olacaktır; TRT ve Diyanet TV yetkililerimizin bu hata ve çelişkiyi ortadan kaldırmaları evrim propagandasına son vermeleri elzemdir.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgisine bilvekale arz ederiz. 02.08.2023

 

Adnan Oktar Vekili

Av. Mert YETİŞİR

 

Daha yeni Daha eski