Müvekkil Adnan Oktar'ın, 40 yıldan fazla bir zaman boyunca gerçekleştirdiği faaliyetlerin sayısız güzelliğe vesile olduğu ve tehlikeleri bertaraf ettiği konusunda hazırlamış olduğu basın duyurusunu kamuoyunun dikkatine sunarız:
Bizlere neden örgüt denildi? Acaba neden operasyon, tutuklamalar ve astronomik cezalarla durdurulmaya ve susturulmaya çalışıldık?
Çünkü biz, bu ülkenin ve milletin faydası ve selameti için etkili ve çok büyük kültürel faaliyetler yaptık. Ülkeyi bölmek, dağıtmak, güçsüz bırakmak, devlet ile milletin arasını açmak isteyenlerin PLANLARINI BOZDUK.
Bizler, devletin bekasının en önemli konu olduğunu, bunun da manevi gücümüzle, ittifakımızla, devlet ve millet bilincimizle olacağını anlattık. Devletin bekasının önündeki en büyük engel olan anti-laikliği BİZLER ortadan kaldırdık. Bunu, herkesi İslam'ın güzelliklerinde birleştirerek yaptık. Zahiren bakıldığında ortamlarımız, din ile eğlencenin birlikte yer aldığı ortamlarmış gibi lanse edildi. Oysa batınında, Türkiye'de plajda, eğlence yerlerinde, sahil kesimlerde yer alan, yaşadığı hayat nedeniyle kendisini dinden uzaklaşmak zorunda hisseden sayısız insanı, genci, kadını İslam'ın güzellikleriyle tanıştırdık. Onlara, yaşam tarzları ne olursa olsun Allah'ı sevebileceklerini, İslam'ın güzellikleriyle yaşayabileceklerini gösterdik.
30 milyon kadının İslam'a bağlanmasına vesile olan, solu temsil eden genç kesime İslam'ı sevdiren BİZİZ. O vakte kadar kafir, fasık, günahkar olarak görülen ve gösterilen gençliğin aslında halis Müslümanlar olduğu VESİLEMİZLE ortaya çıktı. Onları, Türkiye'nin dindar laik gençleri olarak kazandık.
Evrim teorisini bilimsel olarak çökerten ve bu vesileyle Allah inancına karşı tüm dünya çapında oynanan oyunu ortadan kaldıran BİZİZ. Onlarca dilde yüzlerce eser hazırlayarak, dev Yaratılış Atlas serilerini tüm dünyaya ulaştırarak evrimin bir safsata olduğunu BİZ İSPAT ETTİK. Darwinizm ile mücadele, dinsizliğin temel ideolojisi ile mücadele olduğundan, dinsizliği kalelerinde yıkanlar BİZ olduk. Dinsizliğin dayanağı olan bu sahte ideolojiyi ortadan kaldırmamızla sağ kesim birdenbire kendisine güvenecek, söz hakkı elde edebilecek bir güç bulmuş oldu. Geçmişte ezilmiş ve dışlanmış haldeki sağ kesim, bugün özgüvenli şekilde hareket ediyorsa, bunun sebebi BİZİM dinsizliğin dinini kesin bilimsel delillerle ORTADAN KALDIRMIŞ OLMAMIZ nedeniyledir.
Dekolteli/açık kesime ulaşan, onlara İslam'ın tebliğini ulaştıran, onların oylarını sağ kesime ulaştıran BİZLERİZ. Muhafazakar din inancına sahip olup gelenekleri esas alan gruplar, bu kesimi fasık görür, eleştirir ve onlara asla yanaşmazken, BİZLER ONLARA EN MÜKEMMEL YOLLARLA ULAŞTIK. Muhafazakar kesim sadece kendi camisine gelenlere tebliğ yapar, bununla da dini vecibelerini yerine getirdiğine inanırken, BİZLER plajdaki, diskodaki, sahildeki insana; mason localarında masonlara; ateistlere, deistlere ulaşarak ONLARI İSLAM'A KAZANDIRDIK. Muhafazakar kesim, deizmle, ateizmle, dinsizlikle bilimsel ve ilmi olarak kimin mücadele ettiğinden habersiz bizleri eleştirirken, bizler, Z kuşağına hitap edecek, onlara İslam'ı tebliğ edip dinlerini onlara sevdirecek BİR YOL DAHA KAT ETTİK.
Biz, TEBLİĞ İÇİN KİMSEYE ŞİRİN GÖZÜKME DERDİNE GİRMEDİK. KİMSEDEN AFERİN ALMAYA ÇALIŞMADIK. KİMSEDEN MENFAAT BEKLEMEDİK. KİMSEYE KENDİMİZİ UZUN UZUN ANLATMADIK. Bunlarla zaman harcamadık. Bizler sadece amaca yönelik hizmet ettik. TEBLİĞE ODAKLANDIK. Dinsiz ideolojileri ortadan kaldırmak için müthiş özverili ve kararlı çalışmalar yaptık. Bu uğurda elimizden gelen BÜTÜN İMKANLARI KULLANDIK ve insanların tümüne ulaşarak onlara İslam'ın güzelliğini gösteren BİRER UMUT IŞIĞI OLDUK. Bizler, muhafazakar kesimin ulaşmadığı, ulaşamadığı kesime tebliğ yaptık. Gece kulüplerine sarıkla cübbeyle girip tebliğ yapmadık; gençlere onların anladığı dille ile tebliğ yaptık. Dans edenle, dans eden muhatap olur; bu yöntemle doğruları anlattık ve etkili olduk.
MASON DİPLOMALARI ALDIK; MASON LOCALARINA GİRDİK. 400 yıldır dinsizlikle eşdeğer görülen masonlara, KENDİ EVLERİNDE İSLAM'I TEBLİĞ ETTİK. 400 yıldır Allah inancından uzak ve İslam düşmanı bilinen masonların LOCALARINA KURAN YERLEŞTİRDİK. 33 derece masonların camide namaz kılmalarına vesile olduk. Tıpkı Hz. Musa (as)'ın Firavun'un sarayına, Hz. İbrahim (as)'ın Nemrut'un sarayına gidip tebliğ yapması gibi, biz de masonlara İslam'ı kendi localarında tebliğ ettik. Bugün masonluk dindarlıkla, İslam'la buluşmuşsa; mason localarında baş köşede Kuran-ı Kerim duruyorsa, BU SADECE BİZİM VESİLEMİZLEDİR.
Devletin bekası için bölücü terör örgütlerine karşı en etkili çalışmayı biz yaptık. PKK'YI İDEOLOJİSİNDEN VURDUK. Bölücü örgütün insanını yok ederek değil, beynini yok ederek yol alınacağını anlattık. Doğu'da PKK'nın gerçek yüzünü gösteren ve ideolojisini Kuran ile çökerten sayısız kitap dağıttık. PKK, en büyük kan kaybını, bizim bu ilmi çalışmalarımız vesilesiyle yaşadı.
40 yıldan fazla bir zamandır yaptığımız her iş faydalı ve güzel oldu. TÜRKİYE'DE KİMSENİN YAPAMADIĞINI YAPTIK; İNSANLARIN İMANINA VESİLE OLDUK. Bu ülkede, özellikle sol kesimden gençlere tebliğ yapabilmiş ve bu konuda olağanüstü başarı elde etmiş BİZİM GİBİ BİR TOPLULUK HİÇ OLMADI. Hatta bizler, faaliyetlerimiz ve başarılarımızla tüm İslam aleminde TEK ÖRNEĞİZ. Modern gençliği, dekolte/açık kesimi, ateistleri, deistleri İSLAM'A KAZANDIRAN BİZİZ. Şu anki gençlik İslam'ın gerçeği ve güzellikleriyle tanıştıysa, BU BİZİM VESİLEMİZLEDİR.
Bizler diğer cemaat ve tarikatlar gibi camiden adam alıp onun adına tebliğ demedik. Bizler, o tarikat ve cemaatlerin asla giremeyecekleri yerlere ulaştık; oralarda kabul gördük. Onlara İslam'ı anlattık. Bizi, kendileri gibi gördükleri ve güvendikleri için, BİZLERİ DİNLEDİLER. Doğruları samimi olarak anlattığımız, anlattıklarımızı yaşadığımız için BİZE GÜVENDİLER. Bir daha kimsenin kendilerini dinsizlikle itham edemeyeceğine kanaat getirdiler; dindarlaştılar. Bizler, diğer cemaat ve tarikatlar gibi camiden adam alıp, onu cami cemaatine katmakla yetinmedik. Biz, tüm Türk halkını Allah'a davet ettik ve davetimize icabet gördük. Onları biz eğittik ve sağ partiler bu vesile ile bu kişilere ulaşabildiler.
Bir kısım sağ kesim, sol cenahta dindarlaşmanın nasıl mümkün olduğunu hayretle izliyor. Bizim yaptığımız çalışmaların etkilerinin farkına dahi varamıyor. Kendisi dar düşünüyor; Darwinizm'in çöküşü ne anlama gelir, anlamıyor. Plajdakilere fasık diyor; ama oyuna talip oluyor. Gece kulübündekileri beğenmiyor; ama oyuna talip oluyor. Dans edeni kıyasıya eleştiriyor; ama oyuna talip oluyor. Onun tasvip etmediği kişi, eğer bugün ona oy veriyorsa, bu bizim eğitimimiz vesilesiyledir; ancak bunun da farkına varamıyor.
Bu yönde cesaret gösteren, en zorlu mücadeleleri veren, dinsizlikle mücadelede başarılı olmak için her bilimsel ve ilmi yolu deneyen, tüm tebliğ yöntemlerini kullanan BİZİZ. Bizler de isteseydik sadece sarık ve cübbe giyer, sabaha kadar tespih çekerek cami cemaatine vaazı, tebliğ yerine koyabilirdik. Darwinistler, ateistler, komünistler her yerde güçlenirken, kendi sahte dinlerini gençlere yayarken, dinsizlik ve dejenerasyon altyapısını her yandan güçlendirirken, bizler de caminin içinde sarıkla oturmayı yeterli görebilirdik. Şayet böyle yapsaydık, BU ÜLKEYİ VE GENÇLERİ DİNSİZLİĞE TESLİM ETMİŞ OLURDUK. Bu, bizim vicdanımızın kaldırabileceği bir şey değildir.
Yapılan faaliyeti takdir edemeyip, bu ülkede sol kesimin nasıl dindarlaştığını, Z kuşağına nasıl ulaşıldığını anlamayıp şaşıran kesim, karşımıza geçerek "dekolte giyenlerle niye görüşüyorsunuz, niye dans ediyorsunuz" gibi sorular yöneltiyorlar. Belki iyi niyetli ama safça bir çıkmazın içindeler, çıkamıyorlar. Kendi yöntemleriyle bizim ulaştığımız kesime ulaşamayacaklarını, hatta Nişantaşı'nda Bebek'te dahi rahatça gezemeyeceklerini düşünmüyorlar bile. Bir yandan İslam çığ gibi yayılsın istiyor ama kendi cami cemaatlerinin çevresinden ayrılamıyorlar.
Türkiye'de tüm kesimlere ulaşabilen, mantıklı, bilimsel ve sevgi dolu yöntemlerle İslam'ı anlatabilen, herkesin dindar olabileceğini ve dinin bir güzellik olduğu gösterenler BİZİZ. Bu kesimlere BİZ ULAŞTIK VE YİNE ANCAK BİZ ULAŞIRIZ. Ülkemizin dindarlaşması BİZİM VESİLEMİZLEDİR. Milli görüşün fikri kurucusu olan Erbakan Hocamızın BİZLERE destek vermesinin sebebi bu durumun farkına varmış olmasıdır. Sırf benimsediği bu bakış açısı ve halka gösterdiği modern yaklaşımı nedeniyle Erbakan Hocamızın kazanmasına vesile olanlar da BİZLER OLDUK.
Bir kısım tarikat ve cemaatler kendilerince yöntemlerimizi kıyasıya eleştirip, gece kulüplerine sarık cübbeyle girerek etkili bir tebliğ yaptıklarını zannediyor ama gerçekte oradakilere kafir muamelesi yapıyorlar. İnsanları dinden çok daha uzaklaştırdıklarının, öfke oluşturduklarının farkına dahi varamıyorlar. Böylelikle Türkiye'yi daha fazla kutuplaşmaya sürüklediklerini anlayamıyorlar.
Kendi aralarında bir aile kuruyor, kamuda iş buluyor, oradan maaş alıyor ve çok makul bir hayat sürdüklerine inanıyorlar. O sırada da sıcak çaylarını içerken televizyonda elleri kelepçeli genç kızların, genç erkeklerin ring arabalarıyla cezaevlerine gönderilmelerini izliyorlar; YAPILAN ZULÜMDEN ASLA ETKİLENMİYORLAR. Oysa gerçek imani kitapların bizler tarafından basılıp her yere ücretsiz dağıtıldığından, belki kendi çocuğunun bile iman etmesine bizim vesile olduğumuzdan, TÜRKİYE ŞARTLARINDA HERKESE İSLAM'I ANLATAN TEK TOPLULUK OLDUĞUMUZDAN haberleri bile olmuyor. Sanki Peygamberimiz (SAV) evinde oturup tebliğ yapmış gibi, kendileri de evlerinde oturup huzurlu hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bu uğurda her türlü zorluğu kabul etmiş TEK TOPLULUĞUZ. Etkimizden dolayı bizlere en zorlu ortamları oluşturuyorlar. Kumpaslar, kirli düzenler kuruyorlar. YILMIYORUZ. 1986 yılından beri hakaretler, karalamalar, baskılar, işkenceler, akıl hastanelerine kapatmalar ve iftiralarla yapmadıkları baskı kalmadı. Ancak bizler, tüm bunlara rağmen İslam'ın güzelliğini anlatmaya devam ediyoruz. BİZİ ANLAMIYORLAR DİYE KÜSÜP GİDECEK DEĞİLİZ. Dinsizliğin kalelerini yıkarak zaten biz amacımıza, hedeflerimize ulaşıyoruz. Bu, cezaevine konulmamızla, astronomik cezalar almamızla durdurulabilecek bir şey değil. Bu yolda BİRİLERİNİN BİZİ SEVİP SEVMEMESİ, BAŞKALARININ İNTİKAM ALIP ALMAMASI BİZİM İÇİN ÖNEMSİZ. BİZİ HAPSE ATIYORLAR DİYE VAZGEÇERSEK, TÜRKİYE DAĞILIR GİDER; MAHVOLUR. BUNA MÜSAADEMİZ YOKTUR.
Şu an tüm Türkiye çok iyi biliyor ki, hiçbir cemaat, hiçbir tarikat, hiçbir topluluk bizlere yapılan baskının bir benzerine dayanamaz. Belki de kumpasçılar buradan yola çıkarak en büyük yanılgıya düştüler; bizim de dayanamayacağımızı zannettiler. Oysa bizim için ŞARTLARIN NE OLDUĞUNUN HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR. SADECE ALLAH'IN RIZASI VARDIR. İşte bu sebeple, böylesine haksız ithama, zulme, hakarete, kumpasa karşı yılmayan SADECE BİZ OLDUK VE YILMAYACAĞIZ. Ülkemizi bölücülerin eline teslim etmeyeceğiz.
Bizleri örgüt diye yaftalayarak bu bahane ile imani, kültürel, bilimsel kitaplarımızın toplatılması, internet sitelerimizin kapatılması, sergilenen fosillerin toplatılması asıl amacın ne olduğunu ortaya koyuyor. Komünizmi, Darwinizm'i anlatan kitaplar her yerde serbest iken bu sahte ideolojilere cevap veren kitap ve siteler yasaklanıyor. Komünist ülkelerde bile yapılmayan uygulamalar, bizim eserlerimize uygulanıyor. AÇIKÇA, BİR KESİM BİZİ DURDURMAK İSTİYOR.
Ancak şu anda tüm Türkiye'de fikirlerimizin zaten yayılmış olduğunu dikkate almıyorlar. Sadece Allah için yaptığımız ve karşılığında türlü zorluğu göze aldığımız faaliyetlerimiz, çabalarımız herkese ulaşmış durumda. Gençlerimize tekrar Darwinizm'i veya muhafazakar din anlayışını dayatmanın artık imkanı kalmamış durumda. Devletin bekasını ayakta tutan, devlet, millet ve iman bu ülkede dimdik ayakta. Bunun vesilesi bizler olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Oturduğu sıcak evinden, özveri ve kararlılıkla İslam'ı tebliğ eden sapasağlam Müslümanlara yapılan zulmü izleyenlerin, gerçekleri bir an önce görmeleri dileğimizle.
Adnan Oktar
Saygılarımızla, kamuoyunun bilgisine sunarız.
Adnan Oktar müdafi,
Av. Mert Yetişir