T.C. ADALET BAKANLIĞI’NA
Sayın Bakan Yılmaz Tunç Beyefendi;
Devlet adamlarına, devletimizin tertemiz memurlarına kolaylıkla iftira atılmasını önlemek, iftira kapısını tamamen kapatmak gerektiğine dair Sayın Makamınızı bilgilendirmek için yazıyorum. Bazı bazın mensupları ve sosyal medya aracılığıyla, iftira, karalama çok kolay hale geldi.
Bir kişinin sözüyle, memurlar hakkında soruşturmalar açılıyor, devletin memurları görevden alınıyor, başka illere sürülüyorlar.
Memurlara bir iftira atıldığında buna hemen inanmak doğru değil. Önce bu iftirayı atan kişiyi sorgulamak, delilleri nedir diye sormak gerekir. Eğer delili yoksa da iftira suçundan, ilgili kanun maddelerinden işlem yapmak gerekir diye düşünüyorum.
Ancak ülkemizde bunun tam tersi uygulanıyor. Bir iki kişi, arkasına bazı basın mensuplarını da alarak, bir iftirayı yüksek sesle, tekrar tekrar dile getirdiğinde, memurlara derhal soruşturma başlatılıyor.
Bu durum cezaevi müdürlerini, infaz memurlarını, hakimleri, savcıları zor durumda bırakıyor. Tertemiz, hiçbir usulsüzlük yapmamış devlet memurları bir anda, haklarındaki asılsız iftiralarla ülkenin gündeminden düşmüyorlar.
Devletin kurumları bu şekilde strese sokuluyor. Bir cezaevi müdürü hakkında soruşturma açıldığında, diğer cezaevi müdürüne “senin hakkında da açılabilir” diye gizli bir tehdit yapılmış oluyor.
Bunun üzerine kendilerini ve kurumlarını koruma refleksiyle gereksiz bir teyakkuza geçiyorlar; kaş çatıyorlar, surat asıyorlar, ters davranıyorlar. Hem kendi neşeleri, huzurları gidiyor, hem de kurumda çalışanların ve diğer kişilerin huzurunu kaçırıyorlar.
Bu şekilde iftiracılara da fırsat verilmiş oluyor. İftira atanların amacı zaten devletin, toplumun, milletin huzurunu kaçırmak; sevgisizliği, güvensizliği toplum içinde yaygınlaştırmak, insanların arasını açmak oluyor.