YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ’NE 

Gönderilmek Üzere, 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE 

DOSYA NO : 2024/365 E. 

SUNAN : Adnan OKTAR 

MÜDAFİ : Av. Mert YETİŞİR 

KONU : Müvekkilin, ahir zamanda din adamlarının durumu ile ilgili açıklamalarının Sayın Dairenize sunumudur.  

  

AÇIKLAMALAR: 

Müvekkil Adnan Oktar, ahir zamanda ortaya çıkacak din alimleriyle ilgili hadisleri paylaşarak, bu dönemin, söz konusu sözde din alimleri nedeniyle, insanların gerçek İslam'dan uzaklaştırıldığı ve ikiyüzlü ve bağnaz bir sisteme doğru sürüklendikleri bir dönem olacağını anlatmaktadır. Bu ikiyüzlülüğe set olmalarının, bu dönemde susturulmalarının sebebini oluşturduğunu da eklemektedir. Müvekkilin bu konudaki dilekçesini aşağıda takdirinize sunuyoruz: 

 

  

70 Bin Sarıklı Din Aliminin  
Deccalin Avanesi Olduğu Bir Dönemdeyiz 

İçinde bulunduğumuz dönem, hadislerde tarif edilen tüm alametlerin tahakkuk ettiği ahir zamandır. Ahir zamanda gerçekleşeceği Peygamberimiz (SAV) tarafından tarif edilen tüm alametler çıkmış (Lulin Kuyruklu yıldızının çıkışı, Fırat nehrinin suyunun çekilmesi, Afganistan'ın işgali, İran-Irak savaşı, Irak'ın 3'e bölünmesi, Kabe baskını, Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları vb.) ve ahir zamanı tanımlayan tüm yıkım ve bozulmalar gerçekleşmiştir. Ahir zamana dair Peygamber Efendimiz (SAV)'in hadislerinde özellikle bahsettiği en önemli hususlardan biri ise, bu zamanda ortaya çıkacak olan din adamlarının büyük bir kısmının ikiyüzlü tiyniyette olacağıdır. Peygamberimiz (SAV), ahir zamanda ortaya çıkan ikiyüzlü din adamlarının varlığını hadislerinde şöyle haber vermiştir: 

İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, avam halk Kur’ân okuyacak, ibadete kendini verecek (fakat) bid’at ehlinin (sonradan türeyen inançlara ve ilkelere inanan kişiler) işleri ile meşgul olacaklar; hissetmedikleri yerden şirke sapacaklar. SÖZ VE İLİMLERİ VASITASIYLA RIZIK ELDE EDECEKLER, DİNİ ALET EDEREK DÜNYALIK EDİNECEKLER. İŞTE BİR GÖZÜ KÖR DECCALİN AVANESİ BUNLARDIR. (Râmûz-ul Ehâdîs, Hadis No: 6255) 

Hadiste Sevgili Peygamberimiz (SAV), ahir zamanda birtakım insanların, dine, hurafe ve bidat sokan bazı hocalara uyacaklarından bahsedilmektedir. Buradan anlaşılmaktadır ki, dine bidatları, yani din ile ilgisi olmayan şeyleri dahil ederek bu konuda vaaz veren, insanları din adamı kisvesiyle aldatan, dini kullanarak yanlış yola sürükleyen kişiler olacaktır. Hadiste din adına ortaya çıkan bu kişiler deccalin avanesi olarak tarif edilmiştir.  

ÜMMETİMDEN BAŞI SARIKLI YETMİŞ BİN ALİM KİŞİ, DECCALE TABİ OLACAKLAR. (İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796) 

Hadiste, Peygamberimiz (SAV), kendi ümmetinden başı sarıklı 70 bin kişiden bahsetmektedir. "Başı sarıklı" ifadesi ile bu kişilerin dini temsil eden kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bunların özelliği deccale tabi olacak olmalarıdır. 70 bin kişi, oldukça büyük bir sayıdır. Bu sayı ile ahir zamanda din adamlarının büyük bir çoğunluğunun Allah'a değil deccale uyan kişiler olacağı belirtilmiş bulunmaktadır.  

Hz. Ali (ra)’dan: Ahir zamanda öyle bir kavim meydana çıkacak ki KURAN OKUYACAKLAR FAKAT BOĞAZLARINDAN AŞAĞIYA GEÇMEYECEK. DİNDEN OKUN YAYDAN ÇIKMASI GİBİ ÇIKACAKLAR. ONLARLA MÜCADELE ETMEK HER BİR MÜSLÜMAN İÇİN BİR HAKTIR. GÖRÜNÜMLERİNDE SAÇLARI TIRAŞLIDIR. (Hadislerle Hz. Ali, İmam Nesai, Ebu Abdurrahman Ahmed Bin Şuayb, sf. 142) 

Bu hadis-i şerifte Peygamberimiz (SAV), din adına ortaya çıkan bazı kişilerin Arapçayı kaideli ve şeddeli konuşmaları, Kuran’ı tecvidli okumaları ile övünen ancak dinin hükümlerini uygulama ve Kuran ayetlerini doğru anlayıp yaşama konusunda samimiyetsiz davranan kişiler olduklarını ifade etmiştir. O yüzden hadiste, “… Kuran’ı okuyacaklar fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek…” şeklinde ifade bulunmaktadır. Bu sahte din alimleri, yaptıkları işler ve söyledikleri sözlerle fark ettirmeden insanları Kuran’ın hak yolundan çıkaracaklardır. Bu kişiler, İslam adına korku ve öfke salarak dini değiştirmeye çalışacak ve Müslümanların şevklerini ve gayretlerini kırma amacında olacaklardır. Söyledikleri sözler, Kuran’la ve İslam ahlakıyla sürekli olarak çelişki içinde olacaktır. Peygamberimiz (SAV), ahir zamanda bu kişilerin saçlarının traşlı olmasına özel vurgu yapmıştır.  

Amr bin sad’dan: HALKI, (ZAHİRDE) BENİM EVLADIMA DAVET ETSELER DE, BENİM EVLADIMDAN UZAK OLURLAR. BU ÖYLE KÖTÜ BİR TOPLULUKTUR Kİ AHLAKLARI YOKTUR. ZORBALARA MUSALLATTIRLAR, CABBARLARA FİTNEYİ ÖĞRETİRLER, HAKİMLERE KAN DÖKTÜRÜRLER. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 170) 

Açıktır ki Peygamberimiz (SAV), ahir zamanda kendilerini din alimi olarak gösteren ama aslında insanları dinden uzaklaştıran, ahlaksızlığı yaygınlaştıran, fitne kaynağı olan, Kuran okuyan fakat okuduğuna inanmayan ve uygulamayan, kendi dünyevi çıkarları için dini alet eden deccale tabi bir topluluktan bahsetmektedir. Tüm ikiyüzlülüklerin, fitnelerin, savaş ve haksızlıkların yaygınlaştığı ahir zamanda, din adamı kisvesi altında dini kullanarak menfaat sağlayacak insanların sayısının çok olmasına işaret edilmesi manidardır.  

Yine hadislere göre ahir zamanda camilerin sayısı artacak, fakat içinde namaz kılan insan sayısı az olacaktır. İnsanlar, iki yüzlü din adamlarının fitnesiyle dinden uzaklaşacak ve ahir zamanın en büyük özelliklerinden biri olan insanların imanlarını terk etmeleri bu şekilde zuhur bulacaktır. Yine ahir zaman, ikiyüzlü din adamlarının etkisiyle dinde olmayan hurafelerin sürekli olarak yaygınlaştırıldığı, Allah adına yalanlar söylendiği, insanların Allah'ın adı kullanılarak aldatıldıkları, sahte bir din inancının İslam diye yaygınlaştırıldığı bir dönem olacaktır. Bu kişiler, ürettikleri dini de parayla satacaklar; din anlattıkları için para talep edecekler ve bir anlamda din tüccarlığı yapacaklardır.  

Ahir zamanda Müslümanlar sayıca çok olsalar da, gerçek dinlerini yitirdikleri için etkileri çok zayıf olacaktır. Büyük ve süslü camiler inşa edilecek, tüm bunlar için para ve imkan harcanacak, ancak bu camilerde namaz kılacak cemaat bulunamayacaktır.  

Tüm ahir zaman alametleri gibi, Peygamberimiz (SAV)'den rivayet edilen bu hadisler de tahakkuk etmiştir. Şu an dünyada İslam adına bambaşka bir din yaşanmakta ve kendisine din adamı diyen bazı kişiler tarafından bu bidat dini sürekli olarak tebliğ edilmektedir. Müslümanların bir kısmı İslam ile alakası olmayan bir nefret ve öfke dinini öğrenip uygulamakta, bir kısmı da dinsizliğe sürüklenmektedir. Tarihte dünya çapında Müslümanların sayısının en fazla olduğu dönem bu dönemdir; ancak Müslümanlar, kendi kardeşlerinin katledilmesine dahi çözüm bulamayacak kadar güçsüzlerdir. Her zaman sömürülen, yok edilen, parçalananlar Müslümanlar olmaktadır. Dünyada Müslümanların yobazlık, sevgisizlik, zevksizlik ile ilişkilendirildiği en belirgin dönem, şu an içinde bulunduğumuz ahir zamandır.  

Din alimleri, "sizden ücret istemeyenlere uyun" ayetini adeta görmezden gelircesine, katıldıkları TV programlarından milyarlar almaktan zerre sıkıntı duymamaktadırlar. Hatta bunu göz göre göre, hatta övünerek yapmaktadırlar. Bunların bir kısmı bu mecraları, sevgisizlik, öfke, nefret, kadın düşmanlığı, acizlik ve zulüm yaymak için fırsat bilmektedir. Sevgi, barış ve adaletin; güzellik, estetik ve ahengin temsilcisi olan güzeller güzeli dinimizi, kendi menfaatleri için sinsice kullanmaktadırlar. Aslında bu kişiler, bilerek ya da bilmeyerek, Allah'ın adını kullanıp deccale hizmet etmektedirler.  

Ahir zamandayız ve Müslümanların dünyadaki durumu tam olarak budur. Müslümanlar; Allah adına aldatanlar nedeniyle gitgide daha büyük yıkımlara sürüklenmekte, bir kısmı da kendi dininden uzaklaşmaktadır. Bunun tek sebebi, yeryüzüne aydınlık getirecek olan gerçek İslam dininin, deccalin avanelerinin etkisiyle unutturulması; onun yerine, İslam'ın bütün güzelliklerini ortadan kaldıracak ve Müslümanları dünyada yok oluşa sürükleyecek sahte bir bidat dininin yaygınlaştırılmasıdır. Bunun önüne geçilmediği sürece, hem ülkemizde hem de dünyada Müslümanların durumunun daha büyük bir vahamete doğru gideceğini görmek zor değildir.  

Yıllar boyunca, karşılığında hiçbir ücret almadığım kitap ve makale çalışmalarım ve konuk olduğum canlı yayınlardaki sohbetlerim vesilesiyle, İslam adına ortaya çıkarılan bu sahte dine ve bu dinin temsilcilerinin ikiyüzlü açıklamalarına özellikle yer verdim ve burada DİN ADI ALTINDA SÖYLENEN YALANLARI, DOĞRUDAN KURAN AYETLERİYLE AÇIKLAYARAK ORTADAN KALDIRDIM. Bu konudaki samimi mücadelem, tüm Türkiye'nin gözlerinin önünde olmuştur. Bunun vesilesiyle, dini korku ve öfke kaynağı zanneden pek çok kişi bizlerle bağlantı kurmuş ve bu konuda aydınlandıklarını dile getirmişlerdir. Dini yobazlıkla eşdeğer görünümde sunan söz konusu hocalar nedeniyle dinsizliğe sürüklenen pek çok genç, vesilemizle iman etmiştir. Bu kişiler nedeniyle din kurumlarına ve din hocalarına güvenini yitiren pek çok kişi, Allah'ı çok sevebileceğini ve dindar olabileceğini anlamıştır. İnsanlar, İslam dininin aydınlık yüzü ile tanışmışlar ve bizleri bir ümit ışığı olarak görmüşlerdir. Güzeller güzeli dinimize yönelik bu kapsamlı oyun, vesilemizle tümüyle bozulmuştur.  

Bizlere yapılan kumpas, İslam'ın yobazlıkla eşdeğer tutulmasını isteyen, bunu kendi menfaatine uygun gören, o yüzden bu sahte dini yaygınlaştırarak nemalanan kişilerin önünü açmak içindir. Tüm bu plan, bir kısım derin devlet temsilcilerinin elinin altından çıkmıştır. Türkiye'yi IŞİD versiyonu bir yapıya sürüklemek, bu kişilerin her zaman menfaatine olmuş, ülkeyi bu yöntemle sömürerek meta elde edebileceklerine inanmışlardır. Bağnazlığa sürüklenen Afganistan, Irak gibi örnekler, derin devletin bu planlarının hayata geçtiği yerlerdir. Aynı şeyi Türkiye üzerinde de gerçekleştirmek ise uzun zamandır hayalleridir. Önlerine bizim set olmamız, bütün planlarını bozmuştur. Konu sadece budur.  

6 yıldır bu anlamda susturulmuş olmamız, bağnazlıktan metalanan bu kişilerin şu anda önünü açmıştır ve Türkiye şu anda karanlık bir safhaya ilerliyor gibi görünmektedir. Hadislerde deccalin avanesi olarak tarif edilen bir kısım hocalar, meydanı boş bulmuşçasına sahte bir dini yaygınlaştırmaya odaklanmışlardır. IŞİD zihniyetini ülkeye yerleştirmeye ve bununla deccale yol açmaya çalışmaktadırlar. Tüm bunlardan yola çıkarak, bizlere yöneltilen suçlamaların özellikle din anlayışımıza odaklanması sürpriz değildir. Tamamen Kuran'ı esas aldığımız çok iyi bilinmesine rağmen, bizlere yönelik böyle bir saldırı yapılması manidardır.  

Bu kumpas hareketinin ne amaçla yapıldığının başından beri farkındayız. Bu uğurda önce hukuka sonra Türkiye'ye zarar vermeye çalışanların hedeflerine doğru ilerlediklerini de acı bir şekilde izlemekteyiz. Bugün bizim hapiste olmamızı alkışlayanlar, yarın bağnazlıkla boğuşan bir Türkiye ile karşılaştıklarında artık çok geç olabilir. Oynanan oyunu gözler önüne sermek adına bu bilgileri takdirinize sunuyoruz.  

Sonuç:  

Müvekkilin yukarıdaki görüşlerini Sayın Dairenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.06.02.2024 

Adnan Oktar müdafi,  

Av. Mert Yetişir 

  

Daha yeni Daha eski