TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI’NA
Konu: İstanbul 30. Ağır
Ceza Mahkemesin’de görülmekte olan Adnan Oktar davasında, sanıkların savunma
haklarının ihlal edildiğine dair bilgilendirme ve mahkeme heyetinin savunma
haklarını ihlal eden uygulamalara son vermesini sağlamak için gereğinin yapılması
talebidir
Kamuoyunda Adnan Oktar
davası olarak bilinen ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan
davada, giderek dozu artan hak ihlalleri, eziyete varan uygulamalar devam
etmektedir.
Mahkeme heyeti, savunma
hakkını ihlal edecek derecede hızlı bir yargılama yapmakta, bu hızı adeta
kesmemek için Müvekkil ve arkadaşlarının, savunma hakkı kapsamındaki hiçbir
talebini yerine getirmemektedir.
Bu en temel insani
ihtiyaçları göz ardı eden, savunma hakkını birçok açıdan ihlal eden
uygulamalara en son olarak, GEÇ SAATLERE KADAR DURUŞMALARIN DEVAM ETMESİ eklenmiştir.
Bununla birlikte;
duruşmalar başladığında mahkeme başkanı her ayın ilk iki haftası duruşma
yapılarak, iki haftasında da ara verileceğini duyurmuştur. Ancak mübaşirden
alınan bilgiye göre MAHKEME HEYETİNİN DAHA ÖNCE VAAD ETTİĞİ 15 GÜN ARAYI
DA İPTAL ETME İHTİMALİ BULUNMAKTADIR. Bu durumda tutuklu sanıkların
savunmalarını hazırlamaları tamamen imkansızlaşmaktadır.
Akşam geç saatlere kadar
duruşmaların devam etmesi, Müvekkil ve arkadaşlarının savunma güçlerini
ellerinden almakta, sağlıklarını tehlikeye atmaktadır:
-
Akşam geç saatlere kadar süren duruşmaların ardından, 74 tutuklu sanığın
cezaevine götürülmeleri, cezaevindeki arama vb işlemler sonrasında koğuşlarına
girmeleri saat 24:00’ü bulmaktadır
-
Koğuşa geldikten sonra duş, yemek gibi ihtiyaçlarını karşıladıktan ve
ertesi gün için hazırlıkları yaptıktan sonra, gece yarısı 02.00 gibi
yatabilmekte, sabaha karşı 05.00’te de duruşmaya gelmek üzere uyanmaları
gerekmektedir. Yani her gün sadece 2-3 saat uyuyabilmektedirler.
-
Duruşmalar sırasında sadece öğle ve akşam yemeği verilmektedir, yanlarında
kumanya bulunmamaktadır, hatta su bile sınırlı miktarda temin edilmektedir. Bu
durumda cezaevinin verdiği besin değeri son derece düşük ve miktar olarak
da yetersiz yemeklerle yetinmek zorunda kalmaktadırlar.
-
Ayrıca cezaevi koşulları, ev veya otel odası koşulu gibi değildir.
Çamaşırlarını, bulaşıklarını elde yıkamak, koğuşlarını en iptidai imkanlar ile
temizlemek zorundadırlar.
Günlerce, sadece 2-3 saat
uykuyla, yetersiz beslenerek, ihtiyaçlarını karşılayamadan, tüm gün duruşma
salonunda bulunan müvekkil ve arkadaşlarının sağlıkları riske girmekte,
duruşmalarda dikkatlerini açık tutmakta zorlanmaktadırlar.
On bin yıl gibi cezalarla
yargılanan kişilerin, güçlü ve etkili savunma yapabilmeleri gerekmektedir. Ne
var ki bu koşullarda bunun sağlanması mümkün değildir.
Bunun yanı sıra, sabahın
erken saatlerinden gece yarılarına kadar süren duruşmalar nedeniyle;
-
Aileleriyle görüş yapamamakta
-
Aileleriyle telefon görüşü dahi yapamamakta
-
Avukatlarıyla görüşememekte
-
Savunmalarını hazırlayamamakta
-
Sağlık sorunları olduğunda revire veya hastaneye sevk isteyememektedirler
Tutuksuz sanıklar ise,
her gün sabah 3 saat akşam 3 saat trafikte geçirerek evlerine dönmek
durumundadırlar. Tutuklu sanıklarla kıyaslanmaz ancak onlar da eziyet veren bu
uygulamaya tabidirler.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi sayın heyetinin, 180 gün
hedef süreye rağmen, sanıkların savunma hakkını birçok cihetten ihlal ederek,
akşam geç saatlere kadar duruşma yaparak, birkaç hafta içinde karar aşamasına
gelecek kadar hızlı ilerlemedeki amacının ne olduğu anlaşılamamaktadır.
Müvekkil ve arkadaşları
üzerindeki bu ne amaçla yapıldığı belli olmayan hız baskısı giderek dozunu
artırmaktadır. Bunun sanıkların sağlığını bozacak, onları huzursuz edecek,
savunma hazırlama ve savunmaları sırasında konuşma güçlerini, imkanlarını
zayıflatacak bir uygulama olduğu ortadadır.
Özellikle de, Covid_19
pandemisinin halen devam etmekte olduğu ve mevsim itibariyle tekrar salgının
güçlenerek geri gelme ihtimali olduğu bir dönemde, tutuklu ve tutuksuz sanıklar
ağır koşullara tabi tutularak, sağlıkları tehlikeye atılmaktadır.
Sayın Heyetin, duruşma
aralarında dinlenmek, sağlıklı ve güçlü beslenmek için imkanları olmaktadır.
Ancak tutuklu sanıklar için bu mümkün değildir.
Müvekkil ve
arkadaşlarına, 5 yıla yakın süredir gerek emniyet, gerek sulh ceza hakimliği,
gerekse de bir önceki heyet tarafından yapılan uygulama hep eziyete, yormaya,
yıldırmaya, güçten düşürmeye yönelikti:
- Müvekkil ve arkadaşları
ilk gözaltına alındıklarında, 8 gün boyunca son derece havasız bir ortamda, son
40 yılın en sıcak günleri devam ederken havalandırmalar açılmayarak uyumaları
engellendi
- 8 gün boyunca
gözaltında tutulmalarına rağmen, 200’den fazla kişinin sorgusu son güne
bırakıldı, uyutulmadan, sabaha kadar sorguya alındılar
- Gözaltı süresi
dolduğunda, sabaha kadar Çağlayan Adliyesinde nezarethanede bekletilerek,
sabaha karşı sulh ceza hakimliğinde ifadeleri alınan Müvekkil ve arkadaşları,
ardından tutuklandılar. Tutuklandıklarında her biri aç, susuz, uykusuz ve aşırı
bitkin, yorgunlardı.
- bir önceki heyet, tüm
duruşmalarını gece geç saatlere kadar sürdürdü, yine benzer koşullarda,
uyumadan, yeterince beslenemeden, savunma hazırlayacak zaman bulamadan 3 ay
kesintisiz duruşma yapıldı
BU TÜR UYGULAMALARLA, 5
YILA YAKIN BİR SÜREDİR MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARINA YÖNELİK ADETA BİR PSİKOLOJİK
SAVAŞ YÜRÜTÜLMEKTEDİR. Derin devlet elemanlarının himayesi altına alınarak yönlendirilmiş bir
etkin pişman sanık duruşmaya getirtilerek saatlerce hakaret ettirilmekte,
hakaretlerine müdahale edilmemekte, ardından söz almak isteyen sanıkların büyük
çoğunluğuna, tutuksuz sanıkların ise (isimleri geçmesine rağmen) hiçbirine söz
hakkı verilmemektedir.
Şu anda da Sayın Heyet
tarafından psikolojik savaşın devamı gibi görünen benzer bir uygulama
yürütülmektedir. Sanıklar ve müdafileri olarak bu uygulamada iyi niyet görmekte
zorlanmaktayız.
Sonuç ve Talep:
Müvekkil ve diğer
sanıkların adil yargılanma ve savunma haklarının ihlaline son
verilmesini, geç saatlere kadar duruşma koyarak sanıkların sağlıklarını bozmak,
savunma güçlerini kırmak, savunma için zaman ve enerjilerini ellerinden almak
gibi uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği ortadadır.
Sayın Mahkeme, bu yöndeki
taleplerimizi yerine getirmediği için, Sayın
Bakanlığınızdan, DURUŞMALARIN EN GEÇ SAAT 17.30’DA BİTİRİLMESİ,
DURUŞMALARA 15 GÜN ARA VERİLEREK, MÜVEKKİL VE DİĞER YARGILANANLARIN
SAVUNMALARINI GEREĞİ GİBİ HAZIRLAYABİLMEK İÇİN KENDİLERİNE ZAMAN TANINMASI için
gereğinin sağlanmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz.