Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumeti olan kişilerce yönetildiği bilinen bir sosyal medya hesabından, bir süredir müvekkil ve arkadaşları hakkında sürekli şekilde karalama, iftira, hakaret ve tehdit içeren paylaşımlar yapılmaktadır. Bu paylaşımların içeriklerine bakıldığında; etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanacak yeni kişiler olacağının, müvekkil ile aynı davada -ama tutuksuz olarak yargılananan- bazı arkadaşlarının nasıl ve ne zaman tutuklanacaklarının, aleyhlerinde ne gibi gelişmeler yaşanacağının HEP ÖNCEDEN HABER VERİLDİĞİ DE GÖRÜLMEKTEDİR.
Normal şartlarda sadece Emniyet ve Yargı
mensupları tarafından bilinebilecek bu tür bilgilerin, bu kişilerin eline
geçmesi ve bu hesaptan paylaşılan HER ŞEYİN, TAM DA
BELİRTİLDİĞİ ZAMANDA VE BELİRTİLEN ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ ise, oldukça endişe
verici ve tespiti gerekli bir durumdur.
Bahse konu sosyal medya hesaplarından son
günlerde yapılan paylaşımlar ise özellikle dikkat çekicidir. Bu paylaşımlarda,
ortada hiçbir
hukuki ve tıbbi gerekçe olmadığı halde, müvekkil Adnan Oktar’ın
Adli Tıbba sevk edileceği belirtilmekte ve bunun için bir de “geri sayım”
başlatılmış bulunmaktadır.
Müvekkilin Adli Tıbba sevkini gerektirecek hiçbir
hukuki ve tıbbi gerekçesi olmayan bu durum kendisine eziyet verilmesinin
amaçlanması dışında, -geçmişte de birçok suikast girişimine maruz kaldığı
için- “ACABA MÜVEKKİLE YÖNELİK YENİ BİR SUİKAST
PLANI MI HAZILANIYOR”
şüphesi uyandırmaktadır.
Bu durumun ilgili kurumlar ve makamlarca acilen araştırılıp
açığa kavuşturulmasının ne derece acil ve ehemmiyetli olduğu ise aşikardır.
Müvekkil ve arkadaşlarına husumeti olan kişilerce
yönetildiği bilinen bu hesaptan son günlerde, “müvekkilin adli tıbba sevkiyle
ilgili” yapılan paylaşımların bazıları şu şekildedir:
İLK PAYLAŞIM’da, “miss,
miss, misss” şeklindeki açıklamalarıyla birlikte Adli Tıp Kurumu’nun bir fotoğrafı
paylaşılmış ve müvekkilin sebepsiz yere Adli Tıbba sevkine yönelik bir
çabalarının olacağının ilk işareti verilmiştir.
İKİNCİ PAYLAŞIM’da ise, “Önce bir 15 gün,
sonra ordan servis servis dolaşsa meselaaaa J ne olur? Ne hisseder?” açıklamalarıyla yine müvekkilin Adli Tıbba
sevk edileceği ve orada “servis servis dolaştırılacağı” imasında bulunulmuştur.
ÜÇÜNCÜ PAYLAŞIM’da ise, “Herkesi Yenibosna’ya çağır Hande Yenibosnaya”
şeklindeki açıklamayla Yenibosna semtine dikkat çekilmektedir. Bilindiği
gibi İstanbul Adli Tıp Kurumu Yenibosna semtindedir.
DÖRDÜNCÜ PAYLAŞIM’da ise, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Enstitüsü
Genel Kurul eski üyelerinden Doç. Dr. Kriton Dinçmen’in fotoğrafı paylaşılarak,
“bu adamı unutturmazsak adam değiliz” açıklaması yapılmıştır. Dr.
Dinçmen 1984 yılında, Müvekkil Adnan Oktar’ın akıl sağlığının yerinde olduğu,
kendisinin “tutkulu idealist” olarak tanımlanabileceği yönünde görüş
bildirmiştir. Dolayısıyla bu paylaşımda da, Adli Tıp’ta tekrar bir
değerlendirme yapılacağına dair ima da bulunmaktadır.
BEŞİNCİ PAYLAŞIM’da ise, “önce Yenibosna,
oradan Zincirlikuyu istikametine” denilerek, Yenibosna’daki Adli
Tıp Kurumu ve Zincirlikuyu’daki mezarlığa dikkat çekilmektedir. Söz konusu
instagram hesabında 4 yıldan beri Müvekkil sürekli olarak öldürülmekle,
cezaevinden cenazesinin çıkmasıyla tehdit edilmektedir.
Dahası müvekkilin sebepsiz yere Adli Tıp Kurumuna
sevk edilmesi sağlandıktan sonra, burada kendisine yönelik bir suikast girişiminde
bulunabileceği şüphesini uyandıran paylaşımlar bununla da sınırlı değildir.
Yine aynı sosyal medya hesabından 8.8.2022
tarihinde yapılan bir paylaşımda bu kez, “Adli Tıbba
sevk için 4 gün kaldığı ve orada müvekkilin Süleyman Aktaş ve
diğerlerine kavuşacağı” ifadesine yer verilimiştir. Bilindiği
gibi, Süleyman Aktaş kamuoyunda “ÇİVİCİ KATİL”
lakabıyla tanınan bir seri katildir ve halen Akıl ve Ruh
Hastalıkları hastanesinde bulunmaktadır.
10.08.2022 tarihli en son paylaşımda ise Müvekkilin,
kamuoyunda “Çivici Katil” olarak bilinen seri katil Süleyman
Aktaşla photoshopta hazırlanan montaj bir fotoğrafı yayınlayarak,
müşahede altında hayatının da risk altında olacağıyla tehdit edilmiştir.
En son yapılan paylaşımda yapılacak kumpasın gün ve saatine kadar
detay verilmiş ve 12.08.2022 Cuma günü saat 17:30 son denmiştir.
Bu gelişmeler üzerine, tarafımızca 09.08.2022 tarihinde müvekkil
adına İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe sunularak, muhtemelen
dosyanın husumetli müştekileri tarafından tekrar bir kumpas düzenleneceği ve
Mahkeme’nin bu kumpasa karşı dikkatli olması gerektiği belirtilmiş; Adli Tıp konusunun gündeme getirilmesindeki asıl amaç
ve konunun geçmişi hakkında mahkeme heyeti bilgilendirilmiştir.
Ancak bunun ardından, yine aynı sosyal medya
hesabından bu kez mahkemeye sunmuş olduğumuz dilekçe paylaşılarak, müvekkilin Adli
Tıbba hangi koşullar ve yöntemlerle sevkinin isteneceği daha da detaylandırılmış
ve ilave tehditlere de devam edilmiştir.
Hatta müvekkilin müşahede altına nasıl alınacağı,
müşahede altına alınacağı yerdeki kişilerin önceden belirlenip ayarlandığı, müvekkilin
müşahede altındaki görüntülerinin de ayrıca basına sızdırılacağına ilişkin tehditlerde
de bulunulmuştur.
Ayrıca yine söz konusu hesaptan yakın zaman önce,
müvekkilin göz altında -kamera ve fotoğraf makinesi
sokulması yasak olan- nezarethanedeyken çekilmiş video ve görüntüleri de yayınlanmıştır.
Dolayısıyla sadece emniyet güçleri ve yargı birimlerinin elinde olabilecek görüntülerin,
bu hesabın yöneticileri tarafından kolayca ele geçirildiği gözetildiğinde
(Emniyet ve Yargı mensuplarımızı tenzih ederiz), müvekkile yönelik bu hesaptan yapılan
ölüm tehditlerinin çok daha ciddiye alınması gerektiği kanaatine varmaktayız.
ÖZETLE :
Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik husumet besleyen
kişiler tarafından yönetildiği bilinen bir sosyal medya hesabından, müvekkil
Adnan Oktar ve halen İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/158 E. No’lu
dosyası kapsamında kendisiyle birlikte yargılanmakta olan bazı arkadaşları, sürekli
olarak hakaret ve iftira içerikli paylaşımlara maruz kalmakta ve ölümle tehdit
edilmektedirler.
Şikayete konu hesap detaylı incelendiği,
Müvekkile alenen başkaca ölüm tehditleri de yapıldığı, mezar
taşına isminin yazılıp, tabutta resmedildiği, cezaevinden ancak cenazesinin
çıkacağının söylendiği kolaylıkla görülecektir.
Bu sebeple öncelikle söz konusu hesabın kimler
tarafından yönetildiğinin tesbiti ile bu kişilerin sadece emniyet ve yargı
birimlerinin sahip olabileceği gizli belgelere nasıl olup da ulaşabildiklerinin
araştırılması da son derece acil ve önemlidir. Bu hususların tespiti ile bu
hesap üzerinden müvekkil ve arkadaşlarına yapılan hakaret, iftira ve ölüm tehditlerine
bir son verilmesi için devletimizin ilgili kurumlarının gereğini yapacaklarına
dair inancımız tamdır.
Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız.