Eski İçişleri Bakanı Sadettin
Tantan’ın, Müvekkil Adnan Oktar’ın elinde bazı şantaj kasetleri olduğu iddiası
tek bir somut delile dayanmayan, hatta kendisinin İçişleri bakanlığı döneminde
beraat ile sonuçlanan gerçek dışı bir isnattır.
Sayın Sadettin Tantan Yüce Türk
Devletinde önemli görevler ifa etmiş bir siyasetçi olarak Müvekkil ve
arkadaşlarının kendisine saygı duyduğu bir insandır. Kendisinin ısrarlı bir
şekilde hemen her konuşmasında müvekkili hedef alıyor olması ise muhtemelen bir
takım ön yargılardan ve yanlış bilgilendirilmelerden kaynaklanmaktadır.
Nitekim Müvekkil de,
tarikatlarla, yolsuzluklarla mücadele eden biri olarak tanıtılan Sayın
Tantan’ın ülkede yüzlerce sapkın, anormallikler yapan tarikat görünümlü gruplar
veya illegal örgütler varken onlarla ilgili hiçbir açıklama yapmayıp; kendisine
her mikrofon uzatıldığında, 12 kez yargı kararlarıyla aklanmış, tek bir suç
işlememiş olan Müvekkil ve arkadaşları hakkında asılsız, gerçek dışı, iftira
niteliğinde iddialarda bulunmasının nedeninin bu yanlış bilgilendirme ve haksız
ön yargılar olduğunu düşünmektedir. Sayın Tantan’a müvekkil ve arkadaşlarının
Devlet için yaptıkları fedakarane ve can siperane çalışmalar detaylıca
anlatıldığı ve Sayın Tantan’ı yanlış bilgilendiren malum odakların etkisi
kesildiği takdirde, kendisinin de bu gerçeği göreceğine inanmaktadır.
Eski içişleri bakanı Sadettin
Tantan, yine bazı kesimlerin yanlış yönlendirmeleri ve tahriklerinin etkisiyle,
1999 senesinde Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında hem birçok kanunsuz
uygulamaya imza atmış hem de bir devlet yöneticisine yakışmayacak bir üslupla bazı
açıklamalarda bulunmuştur. Müvekkil ve arkadaşları bu anlamsız ve yersiz
öfkesine rağmen kendisine her zaman saygı göstermişler, Yüce Türk Devleti’ne
olan itaatlerinin neticesi olarak hiçbir kızgınlık ve kırgınlık duymamışlardır.
Sadettin Tantan’ın bir takım
çevrelerin etkisiyle bu hukuka uygun olmayan çabalarına rağmen, 1999 senesinde
başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile açılan davalardan hem Müvekkil
Adnan Oktar ve arkadaşları, hem de Bilim Araştırma Vakfı beraat etmiş ve tüm
suçlamalardan aklanarak çıkmışlardır.
Müvekkil, kendisinin ve
arkadaşlarının 1999 yılındaki her türlü suç isnatlarından beraat etmelerine
rağmen, Sadettin Tantan’ın her mikrofon uzatıldığında, Müvekkil ve arkadaşları hakkında gerçek dışı
iddialarda bulunmasının kendisi gibi tecrübeli bir siyasetçiye ve devlet
adamına yakışmadığı kanaatindedir. Sayın Tantan’a yakışacak tutum; Türk Devlet
geleneğinin ve adabının özünde olduğu gibi vatandaşını şefkatle kucaklayan,
Devletin bekası için hareket edenlere değer veren, ön yargılardan ve öfkeden
uzak bir anlayışla hareket etmektir. Müvekkilin, itidalli ve sağduyulu bir
değerlendirme yaptığında Sayın Tantan’In bu gerçeği göreceğine olan inancı
tamdır.
Sadettin Tantan, 5 Temmuz 2022
tarihinde Tele 1 TV’de Gün Ortası programında, müvekkil hakkındaki geçmişte de
gündeme getirdiği mesnetsiz iddialarını tekrarlamış, 1999 yılındaki polis
operasyonunda güya şantaj kasetleri bulunduğunu öne sürmüş, ve hatta gerçek
dışı iddialarında daha da ileri giderek, “o dönemde kasetler savcılıktaydı”
demiştir. Sayın Tantan gibi tecrübeli bir devlet adamının doğru olmadığı kısa
bir araştırmayla hemen ortaya çıkarılabilecek bir iftirayı dillendirmesi
muhtemelen bir nevi akıl tutulmasından kaynaklanmaktadır. Sayın Tantan’ın, bu
kadar açık ve somut bir iftirayı kendisine aktaran, doğruymuş gibi milyonların
gözü önünde dile getirmesini sağlayan ve neticesinde kamuoyun nezdinde doğru
söylemeyen bir insan konumuna düşmesine vesile olan kişilere karşı dikkatli
olması gerektiği açıktır. Sayın Tantan’ın asıl hedefi vatansever ve milliyetçi
müvvekkil ve arkadaşları değil, bu kişiler olmalıdır.
Müvekkil, Sadettin Tantan’ın gerçek dışı iddialarda
bulunduğunu; 1999 yılındaki polis operasyonunda tek bir şantaj kaseti
bulunmadığını, dolayısıyla bunların savcılıkta bulunmasının da imkansız
olduğunu, dahası tüm suçlamalardan beraat ettiklerini tekrar hatırlatmaktadır.
Sadettin Tantan, 1999 yılındaki
operasyonla ilgili gerçek dışı söylemlerine, 2018 yılındaki polis operasyonunu
da ekleyerek, bu operasyonda da şantaj kasetleri ele geçtiğini ve bunların
hükümetin elinde veya savcılıkta olduğunu iddia etmiştir.
Sadettin Tantan bu konuda
da yanlış yönlendirilmiştir ve gerçek dışı anlatımlar yapmıştı. Nitekim 1999 yılından
bu yana defalarca düzenlenen kapsamlı operasyonlarla müvekkil ve arkadaşlarının
evleri, iş yerleri, ailelerinin yaşadıkları evler didik didik aranmış, hatta
evlerinin bahçeleri iş makineleriyle dahi kazılmış, tüm telefonlarına,
bilgisayarlarına, dijital materyallerine el konulmuş ve neticesinde müvekkile
veya arkadaşlarına ait tek bir şantaj kasedi bulunmamıştır. Dahası kendisi
hakkında bu tür videolarla şantajda bulunulduğuna dair tek bir şikayetçi dahi
yoktur.
Ayrıca dava dosyasında
iddia edilen şantaj kasetlerine veya bu olmayan kasetlerle şantaj yapıldığına
dair hiçbir suç isnadı yer almamaktadır.
Müvekkil ve arkadaşlarının hiçbir
hakkı gözetilmeden, tamamen taraflı olarak hazırlanmış bir iddianamede dahi
şantaj kasetlerine dair bir iddia bulunmazken, Sadettin Tantan’ın kendinden
çok emin bir tavırla, şantaj kasetlerinin güya nerede tutulduklarına kadar gerçek
dışı detaylar vermesi, eski bir devlet adamına yakışmamaktadır.
Yukarıda belirttiğimiz üzere, 2018
yılının Temmuz ayında yapılan polis operasyonunda Müvekkile ve arkadaşlarına
ait yüzlerce eve, iş yerine, depoya baskın yapılmış, her yer didik didik
aranmış, hatta toprak bile kazılmıştır. Elde edilen tüm eşyalar, dijitaller
tutanak ile el konularak, Adli Emanete alınmıştır.
Halen adli emanette bulunan
bu eşyaların ve dijitallerin listeleri bulunmaktadır. Bu listelerde video
arşivi olmadığı dosyaya erişebilen tüm sanıklar, müştekiler, avukatlar,
savcılık ve diğer görevli kişilerce bilinmektedirler.
Müvekkil, yargı kararlarıyla ve kolluk
güçleri tarafından kayıt altına alınan, el konulan materyal listesi ile ortada
bir şantaj kasedi olmadığı sabit olduğu halde, Sayın Tantan’ı kimlerin göz göre
göre gerçek dışı beyanlar vermeye yönlendirdiğinin araştırılması gerektiği
kanaatindedir..
Müvekkil Adnan Oktar, Sayın Tantan’ın
hiçbir delile dayanmayan iddialar ile Müslümanları zan altında bırakmaya sebep
olan üslup yerine, sevecen, anlayışlı, itidalli, makul, koruyucu,Türk Devlet
geleneğinin temel değerlerine sahip bir siyaset izlemesi durumunda,
milletimizin gönlünde baki bir yere sahip olacağını ve halkın teveccühünü
kazanacağını düşünmektedir. Böylece, 2001 senesinde İçişleri Bakanlığı
görevinden azledildikten sonra kurmuş olduğu Yurt Partisi ile katıldığı her iki
seçimde de yüzde sıfır virgüllü rakamlar almak yerine Meclis’te halkımızı
temsil edebilecek bir konuma gelecektir.
Sayın Tantan gibi bir devlet
adamının, başarısının önüne geçmek ve Türk Devletinin bekası için çalışan gerçek
vatanseverlerin arasına nifak sokmak amacıyla kendisine bir takım yanlış
bilgiler aktararak yönlendirme yapanlar, sevgisiz ve sert üslup kullanmasını
teşvik ederek milletle arasını açanlara karşı dikkatli olması gerektiği
açıktır.
Müvekkil, inancı ve devlet
terbiyesinin bir gereği olarak, Sayın Tantan’ın gerçek dışı ifadeleri karşısında
hukuki haklarını da saklı tutmakla birlikte, kendisi gibi tecrübeli ve başarılı
bir siyasetçiye her zaman hürmetle ve saygıyla yaklaştığını ifade etmektedir.
Kamuoyunun bilgilerine sunarız.
Adnan
Oktar vekili
Avukat
Mert Yetişir