YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ’NE Gönderilmek Üzere, 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE 

DOSYA NO : 2024/365 E. 

SUNAN : Adnan OKTAR 

MÜDAFİ : Av. Mert YETİŞİR 

KONU : Basına verdiği röportajlarda ve adli makamlara verdiği ifadelerde, öz kızı müşteki Dilara Aktunç'un maruz kaldığı sözde istismardan tek kelime bahsetmeyen husumetli müşteki Fırat Develioğlu'nun, 29.02.2024 tarihinde katıldığı röportajda da bu konudan tek kelime etmediğine dair dilekçemizin sunumudur.  

AÇIKLAMALAR: 

Sayın Dairenize sunmuş bulunduğumuz 29.02.2024 tarihli dilekçemiz ile, husumetli müşteki Fırat Develioğlu'nun, huzurdaki davanın müştekilerinden olan kızı Dilara Aktunç'un sözde istismarı hakkında 21 yıldır tek bir kelime etmediğini belirtmiştik. Söz konusu dilekçemizde, eğer gerçekten küçük kızı defalarca istismara uğramış bir baba olsaydı, tek konusunun bu olacağını, bundan dolayı olağanüstü sarsılacağını ve yıllar boyunca bu konunun peşini asla bırakmayacağını, adli makamlara anlatacağı ilk konunun bu olacağını belirtmiş; ancak Fırat Develioğlu'nun BU KONUDAN TEK KELİME DAHİ ETMEDİĞİNE dikkat çekmiştik. Fırat Develioğlu, ne huzurdaki yargılamanın EMNİYET VE MAHKEME AŞAMALARINDA, ne 2007 yılında müvekkil Adnan Oktar hakkında vermiş olduğu GİZLİ TANIK İFADESİNDE ne de şu anda GECE-GÜNDÜZ ÇIKTIĞI YAYINLARDA KENDİ KIZININ İSTİSMARI KONUSUNA ASLA DEĞİNMEMEKTEDİR. Mahkemede bu konuyu gündemine dahi almamış, sadece şirketi battığı için şikayetçi olmuştur. Şu anda halen, bu konuyu gündemine dahi almamaktadır.  

Bir babanın kendi kızının sözde istismarından tek kelime dahi bahsetmiyor oluşunun tek açıklaması vardır. BABA VE KIZ, YALAN SÖYLEMEKTEDİRLER.  

Fırat Develioğlu, halen çeşitli TV ve YouTube yayınlarına çıkmaya devam etmektedir ve HALEN, ÇIKTIĞI KANALLARDA KIZININ İSTİSMAR EDİLDİĞİNE DAİR TEK KELİME DAHİ ETMEMEKTEDİR.  

Fırat Develioğlu, 29.02.2024 tarihinde Bahar Feyzan'ın YouTube kanalındaki programına katılmış ve röportaj vermiştir.[1] Buradaki röportajında da ezberlediği ve her röportajda tekrar ettiği klişelerini sıralamış ve; 

  • Bu gruba basının örgüt demesi gerektiğinden, (her röportajında ilk cümlesi budur) 
  • Mafyalar bile tahliye olabilirken 6 yıldır grup üyelerinin tahliye olamadıklarından,  
  • Müvekkil hakkında daha önce rapor vermiş olan Kriton Dinçmen hakkındaki iftirasından (bu iftirasını da sürekli tekrarlamaktadır, konu hakkında izahımız Dairenize sunulmuştur)  
  • Erzurum'da DEVLET MEMURLARINI ŞİKAYET ETTİĞİNDEN,  
  • MÜVEKKİLİN YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ İSTEDİĞİNDEN VE DEĞİŞTİRİLDİĞİNDEN,  
  • VAN'IN DAHA UYANIK DAVRANACAĞINI UMDUĞUNDAN, (tehditler savurmaktadır) 
  • 2 numaralı adam olduğundan, (her röportajında tekrar etmektedir) 
  • Üst düzeyde olduğu için ayrılırken peşinden gelecek sayısız insan bulunduğundan (her röportajında tekrar etmektedir) 
  • Örgüt için para harcadığından  

bahsetmiştir. Ancak YİNE, kendi öz kızının küçük yaşta yıllarca maruz kaldığı sözde istismardan TEK KELİME DAHİ BAHSETMEMİŞTİR.  

Ayrıca Fırat Develioğlu, bu röportajında "kız evlat" konsepti üzerinden şöyle bir iftira senaryo anlatmıştır: 

FIRAT DEVELİOĞLU: Mesela bir eczacısınız bir eczaneniz var ve güzel bir kızınız var Adnan Oktar'ın ilgi alanına girmiş, kızınızın gitmesini istemiyorsunuz, kızınız da biraz o tarafa kaymış, gitsem mi, işte güzel iyi şeyler anlatıyorlar falan filan diyor, siz de kızınıza bir anne baba olarak gitme kızım yapma etme diyorsunuz falan 

Bir anne-babanın kız çocuğu üzerinden bu kurgu mizanseni anlatırken bile, Fırat Develioğlu'nun KENDİ ÇOCUĞUNUN İSTİSMARI KONUSU AKLINA DAHİ GELMEMİŞTİR.  

Fırat Develioğlu, söz konusu röportaj sırasında Fatih Erbakan'ı kendince eleştirmiş ve Fatih Erbakan'a hatiben de, "senin 2 tane kızın var Fatih Erbakan, sen kendi kızlarını onların yanına gönderir misin, gönder o zaman eğitime?" şeklinde bir açıklama yapmıştır. Ancak Fatih Erbakan'ın kendi kızları üzerinden bu benzetmeleri yaparken bile, KENDİ ÇOCUĞUNUN İSTİSMARI AKLINA DAHİ GELMEMİŞTİR.  

BU, AKIL ALMAZ DERECEDE ANORMAL BİR DURUMDUR. HANGİ BABA, YILLARCA İSTİSMARA UĞRAMIŞ ÖZ KIZININ BU DURUMU HAKKINDA TEK KELİME ETMEDEN, BU KONUYA HİÇ DOKUNMADAN BÖYLE BİR KONUŞMA YAPABİLİR? Fırat Develioğlu, dikkat edilirse bu süreç içinde kiraladığı basına sürekli olarak konuk olmakta ve suç teşkil eden ölüm tehditlerine halen devam etmektedir. Ancak bu yayınlarda halen sadece EGOLARINDAN, ne kadar ÜSTÜN KONUMDA olan bir insan olduğundan, PARASINDAN bahsetmektedir. Dava konusu müvekkil olmasına ve müvekkil, Fırat Develioğlu'nun kendi kızı tarafından sözde istismar ile suçlanmasına rağmen, BİR BABA OLARAK BUNDAN TEK BİR KELİME DAHİ ETMEMESİ İNANILIR GİBİ DEĞİLDİR.  

Normal bir babanın bu şartlarda tek konusunun kızı olacağı, olağanüstü depresif, üzgün ve yıkılmış halde olacağı, bu konuyu sürekli gündemde tutacağı, adli anlamda bu konunun takipçisi olacağı ve kendisini yerden yere atacağı açıktır. Ancak Fırat Develioğlu'nun, hayali ailelerin hayali kız çocukları üzerinden mizansen kurarken bile KENDİ KIZI AKLINA GELMEMEKTEDİR. Kendi EGOSUNDAN bahsederken, üzerinde yıkılmış bir babanın perişan halinden eser yoktur.  

Dilara Aktunç'un istismara uğramadığına dair dosyamıza sayısız delil sunmuş ve müştekinin yalan söylediğini ispatlamış bulunuyoruz. Zaten müştekinin mahkeme salonundaki lakayt tavırları (önceki dilekçelerimizle mübrezdir), ısrarla Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmemesi, annesinin, dayısının, kendisini yetiştiren çocuk doktoru anneannesinin ve Sarıyer eski belediye başkanı, mülki amir olan dedesinin mahkemeye sunmuş olduğu beyanları tüm iddialarımızı ispatlamaktadır. Tüm bunların ötesinde, böyle bir istismarın hiç gerçekleşmediğini ispatlayan en önemli unsur, baba Fırat Develioğlu'nun 21 yıldır bu konudan bahsetmemesi, huzurdaki dava kapsamında (yargılamanın konusu buyken) hiç bahsetmemiş olması ve şu an hali hazırda katıldığı programlarda da tek kelime dahi bahsetmiyor oluşudur.  

Bu vakte kadar bu konunun bir baba tarafından gündeme getirilmemiş olmasının tek açıklaması, BABA FIRAT DEVELİOĞLU'NUN VE SÖZDE İSTİSMAR MAĞDURU DİLARA AKTUNÇ'UN AÇIKÇA YALAN SÖYLÜYOR OLMALARIDIR. Müvekkili mahkum edebilmek için, yani "husumet" adına, adli makamlara yalan söylemişlerdir. Burada dikkat çekilmesi gereken diğer önemli unsur da, BİR BABANIN ÇOCUĞUNA BÖYLE BİR YALANI SÖYLETECEK KADAR AHLAKİ DÜŞKÜNLÜK İÇİNDE OLABİLMESİDİR.  

Sayın Dairenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.06.03.2024 

Adnan Oktar müdafi,  

Avukat Mert Yetişir 

  

 

 

 

Daha yeni Daha eski