YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ’NE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE
İSTİNAF DOSYA NO : 2023/310 E., 2023/494 K.
YARGITAY DOSYA NO: 2024/365 E.
SUNAN : Adnan OKTAR
MÜDAFİİ : Av. Mert YETİŞİR
KONU : Dünyada son yıllarda yaşanan ve küresel ısınma ile ilişkilendirilen olayların aslında ahir zaman alametleri olduğuna dair müvekkilin görüşlerinin anlatımı ve müvekkilin ahirzaman alametleri ile ilgili anlatımlarının suç teşkil etmeyeceği, din ve inanç özgürlüğü kapsamında olduğuna dair beyanlarımızdır
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil Adnan Oktar huzurdaki dosyanın iddianamesinde mehdiyet, ahir zaman alametleri anlatımlarında bulunduğu için suçlanmaktadır. Söz konusu anlatımların hepsi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın onayladığı sahih hadis kitaplarından, Kuran, İncil ve Tevrat gibi kutsal kitaplardan alıntılanmaktadır. Huzurdaki dosyada da söz konusu anlatımların hangi kanun maddesini ihlal ederek suç teşkil ettiği detaylandırılmamıştır.
Müvekkil yıllardır ahirzaman alametlerini çok detayı anlatmakta, hala gerçekleşen çok sayıda alamet olduğunu sıklıkla hatırlatmaktadır. Son dönemlerde birçok ahirzaman alameti dindar insanların bir kısmı tarafından da görmemezlikten gelinmekte, küresel ısınma vs gibi gerekçelerle geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Fakat müvekkil inancı ve vicdanı gereği bu alışılmadık seviyede ve sıklıkta gerçekleşen olayları anlatmaktan imtina etmemektedir.
Son yıllarda yeryüzünde “aşırı uçlarda” nitelenecek pek çok olay yaşanmaktadır. Daha önce insanların hiç şahit olmadıkları olaylar ya ilk defa yaşanmakta veya ender yaşanan bazı gelişmeler daha sık ve daha şiddetli biçimde yaşanır hale gelmiştir. İçinde bulunduğumuz dönemde bir olağanüstü olaylara bakılacak olursa bunların yegane nedeninin küresel ısınma olup olmadığını anlamak mümkündür.
Peygamberimizin ahir zaman olarak isimlendirilen dönemde yaşanacağı haber verilen büyük olay ve felaketler günümüzde yaşananlar ile birbirine çok uymaktadır.
Peygamberimiz (sav)'in ahir zamanla ilgili bu hadislerinin muhakkak gerçekleşeceği konusunda Ehli Sünnet alimleri arasında tam bir mutabakat vardır. Hadis imamları Hz. Mehdi hakkındaki hadislerin "mütevatir" olduğunu bildirmişlerdir. 'Tevatür', kelime anlamı olarak 'kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber' demektir. (Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003)
Hadis bilimcilere göre; bir haber birçok kişi tarafından rivayet edilmişse buna 'mütevatir' haber denilir. Ayrıca hadis alimleri mütevatir kabul edilen hadislerin ravilerinin (hadisi nakleden kişiler) incelemeye dahi alınmayacağı, mütevatir hadise hiçbir sorgulama yapılmayacağı konusunda hemfikirdirler.
Peygamberimiz (sav)'in bundan 1400 yıl önce haber verdiği olayların, üstelik de tam tarif ettiği şekilde günümüzde gerçekleşiyor olması, Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e lütfettiği bir mucizedir. Bu yönüyle ise söz konusu ahir zaman hadisleri bir bir gerçekleşerek sahih hadis olmuşlardır. Peygamberimiz (sav)'in bu konudaki hadislerinden bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz;
Depremlerin Artması:
Depremlerin geçmişi dünyanın ilk zamanlarına kadar geri gitse de ahir zamanda da depremlerin de çoğalıp şiddetleneceği Peygamberimiz (sav) tarafından birçok hadiste bildirilmiştir.
“… Depremler çoğalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. ” (Kıyamet Alametleri, s. 109)
“Ümmetimde zelzeleler olur. Öyle ki, bu zelzelelerde on bin, yirmi bin, otuz bin kişi ölür. Allah, bu ölümü muttakilere öğüt, müminlere rahmet, kafirlere ise azap kılar. ” (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, s. 81)
“Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız zaman yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak, hayvanlarınızı yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir.” (Nuaym bin Hammad, Geleceğin Tarihi 1, s. 82)
“İlim kalkmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz.” (Buhari, İbni Mace, Kıyamet Alametleri, s.108)
20. yüzyıl on binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremlerle tarihe geçmiştir. Kobe’deki şiddetli deprem, Tayvan’da, Yunanistan’da ve Meksika’da birbiri ardınca gelen depremler ahir zamana bakan çok önemli işaretler içermektedir. Özellikle ülkemizde son yıllarda ülkemizde daha yüksek şiddette daha sık yaşanır hale gelmiş ve bu nedenler Türkiye için “deprem ülkesi” nitelendirilmesi kullanılmaya başlamıştır.
Kuraklıkla Birlikte Yağmurlar ve Sellerin Çoğalması:
Ahir zamanın en büyük alametleri Deccal ve Hz. Mehdinin zuhurudur. Bu zuhurat öncesinde dünya üzerinde kuraklık yaşanacağına ilişkin de Peygamberimiz (sav)'in çeşitli hadisleri bulunmaktadır.
“Deccal’ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü, bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez.” (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)
Hadislerde kıyamet öncesi dönem olan ahir zamanda yağmurların yağmayıp kuraklık ve kıtlığa neden oldukları gibi, kimi zaman ise aşırı yağarak sel ve benzeri felaketlere yol açacağı, bunun ise oluşturduğu erozyon sebebiyle kuraklığı daha da tetikleyeceği haber verilmektedir. Pek çok hadiste ahir zamanda hz. mehdinin çıkışı öncesinde dünya çapında bu tür çok sayıda felaketin meydana geleceği bildirilir.
“Kıyamete yakın madenler ortaya çıkar, yağmurlar çoğalır, ürünler azalır. ” (Nuaym bin hammad, Kitabu'l Fiten, Hadis:1367)
Fitnelerin Çoğalması:
Fitne ortamları sağlam imana sahip müminler için imanlarının güçlenmesine, sabırlarının ve ahiretteki derecelerinin artmasına vesile olurken, zayıf ve yüzeysel imana sahip kimselerin imanlarını kaybetmelerine ya da imanlarının daha da zayıflamasına yol açar. Peygamberimiz (sav) hadislerinde, Hz. Mehdi'nin fitne ortamının en yoğun ve şiddetli olarak yaşandığı bir dönemde ortaya çıkacağı belirtilmektedir.
“Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması, bid’atlerin ortaya çıkması, emri bil maruf ve nehyi anıl münker (iyiliği emredip kötülükten menetme) imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman benim evlatlarımdan Mehdi ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem (Arap olmayan) ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir. ” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)
Mahalle Aralarında Savaşların Olması:
“Benim görmekte olduğum helak yerlerini sizler de görebiliyor musunuz? Ben evlerinizin aralarına fitne ve felaket mahallelerini şiddetli yağmur sellerinin açtığı yarlar gibi görüyorum buyurdu.” (Sahih-i Müslim, 4/2221; Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 368, no. 671)
Mahalle ve sokak aralarına dahi girilerek yürütülen Gerilla savaşı yöntemi de yine 20. yüzyılda yaygınlaşmış bir savaş yöntemidir. Bu yöntemin kullanıldığı çatışmalar hep mahalle aralarında devam eder. Geçtiğimiz yüzyıl bu savaş yönteminin örnekleriyle doludur.
Yine geçtiğimiz yıllarda ülkemizde çözüm süreci adı altında yürütülen demokratikleşme çabalarını bir fırsat olarak gören marksist, leninist terör örgütü PKK'nın ülkemizin güneydoğusundaki pek çok şehirde kalkıştığı yasadışı paralel devlet oluşturma çalışmaları da büyük çatışmalar neticesinde sonlandırılabilmiştir. PKK'nın gerilla taktiği kullanarak mahalle ve sokak aralarına kadar inen hendek ve tuzakları kahraman ordumuz sayesinde ve uzun uğraşılar neticesinde çok sayıda şehit verilerek temizlenebilmiştir.
Bunun yanında Yemen’de, Sudan’da ve Suriye’de sürmekte olan iç savaşlar şehirlerde yaşanmaktadır. Irak’ın işgalinde ve bu ülkede IŞİD’e karşı düzenlenen operasyonlar da ağırlıklı olarak şehirlerde cereyan etmiştir. Son olarak Gazze’de yaşanan çatışmalar da mahalle aralarında yaşanan bir savaştır.
Masum Çocukların Öldürülmesi:
Ahir zamanın önemli alametlerinden biri de masum çocukların öldürülmesidir. Bu durumun örnekleri özellikle son yıllarda yaşanan savaş ve çatışmalarda yoğun olarak görülmektedir.
“Muhammed ümmetinden masum bir çocuk öldürüldüğünde, gökten bir melek ‘hak onda (Mehdi’de) ve onun yanında olandadır’ diye haykırır.” (Sabban İsafur Ragibin, s.154)
Geçtiğimiz yüzyılda ve halen günümüzde dünya üzerinde yaşanan kimi iç savaş ve çatışmalarda küçük çocukların savaşmaya mecbur bırakılmaları ve acımasızca katledilmeleri, ya da hayatlarını kurtarabilmek için güvenli gördükleri ülkelere kaçmaya çalışırlarken yollarda hayatlarını kaybetmeleri bu konudaki örnekler arasında yer almaktadır.
Çocukların yoğun olarak hedef alındığı yerlerden biri de Filistin topraklarıdır. 2002-2003 yılları içinde Filistin’de 500’den fazla çocuk, İsrail askerlerinin kurşunlarına hedef olup hayatını kaybetmiştir. Irak Savaşı sırasında da doğumevleri vurulmuş, pek çok çocuk hayatını kaybetmiştir. İsrail’in Gazze bombardımanı sırasında sadece ölen çocuk sayısının 10 bini bulmuştur. Yukarıdaki fotoğrafta kefenlenmiş çocuklar babaları ile görülüyor.
Tozlu Dumanlı Karanlık Bir Fitnenin Görülmesi:
“Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek…” (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Bu hadiste ise, Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır.
Bu olayın ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya çapında teröre karşı giriştiği mücadelesindeki geniş kapsamlı sert ve acımasız uygulamaları neticesinde, suçluların yanı sıra aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce masum Müslüman da hayatlarını kaybetmişlerdir.
Şam’da Fitnelerin Çoğalması
Şam, Arapçada kelime manası olarak “sol” anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ortadoğu ülkelerini ifade eder.
“Şam’da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir melek 'Mehdi emirinizdir. Mehdi Halifenizdir' demedikçe de fitneler bitmez.” (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
Geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren bu bölgede sık sık iç savaşlar, ihtilaller, çatışmalar ve büyük savaşlar yaşanmaktadır.
Bu bölgede kargaşaların biri diğerini tetiklemiş, bu topraklarda yaşayan hemen hemen tüm insanlar bu durumdan etkilenmişlerdir. Hadiste bildirilen “fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir” ifadesi de bu açıdan oldukça dikkat çekicidir.
Ekonomik Krizler ve Açlık:
Günümüzde Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkede ekonomik krizler hatta açlık yaşanmaktadır. İnsanların malları sürekli değerinden düşmekte, günlük ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmektedir. Ülke yöneticileri her ne kadar bu durumu sona erdireceklerini vaad etseler de krizler son bulmamakta küresel bir şekilde etkili olmaktadır. Ancak tüm bunların yaşanacağı Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl önce hadislerinde bildirmiş, Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinden biri olarak dünya çapında yaşanacak ekonomik krizi çok detaylı tarif etmiştir.
Hz. Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında TİCARET ve YOLLAR KESİLECEK, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)
Hz. Mehdi'nin zuhurundan (ortaya çıkışından) önce PİYASANIN DURGUN OLMASI, KAZANÇLARIN AZALMASI olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 148)
TİCARET ve yolların KESİLDİĞİ ve fitnelerin çoğaldığı zaman Hz. Mehdi'nin zuhurundan önceki zamandır. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.52)
Naim b. Hammad, İbni Mes'ud'dan rivayet edilen bir hadiste, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışının öncesinin anlatıldığı dönem, "TİCARET ve yolların KESİLDİĞİ ve fitnelerin çoğaldığı zaman" şeklinde tarif edilmektedir.
Hadislerde ekonomik krizler ile birlikte ticaretin ve yolların kesilmesi günümüzde yaşananları adeta tasvir etmesi ilginçtir. Pandemi sırasın tüm dünyada ticaret yavaşlayarak nerede ise durmuştur. En son Rusya örneğinde olduğu gibi uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkeler arasında ticaret engellenmiştir. Siyasi gerilimler ve çatışmalar nedeniyle de Irak - Türkiye boru hattında petrol sevkiyatı, Kızıldeniz ve Basra Körfezi gibi dünyanın en önemli ticaret yollarında da taşımacılık kesintiye uğramaktadır. Tüm bu gelişmelerin Ukrayna - Rusya Savaşı ya da Gazze’deki savaşların eşliğinde gerçekleşmesi hadislerde geçen “ticaret ve yolların kesildiği ve FİTNELERİN ÇOĞALDIĞI ZAMAN” tarifinin birebir yaşanması şeklinde olmuştur. Bu örneklerin hiçbirisinin küresel ısınma ile ilişkili olmayıp son yüzyılda uygulanan acımasız ve adaletsiz hatalı ekonomik politikaların bir sonucudur.
Hz. Mehdi’nin Çıkışından Ümit Kesilecek Olması
Peygamberimiz (sav)'in bazı hadislerinde, insanların Hz. Mehdi'nin gelişinden ümitlerini kesecekleri belirtilmiş, ancak Hz. Mehdi'nin işte tam da bu zamanda geleceği bildirilmiştir.
“İnsanların ümitsiz olduğu ve "HİÇ MEHDİ FALAN YOKMUŞ" DEDİĞİ BİR SIRADA ALLAH Hz. Mehdi (as)'ı GÖNDERİR... ” (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
“HALK TAM ZUHURDAN ÜMİDİNİ KESTİĞİ ANDA O (HZ. MEHDİ (AS) ZUHUR EDECEKTİR! Onun zamanında yaşayıp ona yardım edenlere ne mutlu! Ona düşmanlık besleyip, ona ve onun emrine karşı çıkanlara ve onun düşmanlarından olanlara eyvahlar olsun!” (Şeyh Muhammed b. İbrahimi Numani, Gaybet-i Numani s. 301)
“... ONUN (HZ. MEHDİ (AS)'IN ZUHURU ÜMİTSİZLİK VE YEİS ESNASINDADIR.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274)
Müvekkil dünya üzerinde son yıllarda yaşanan depremler, ekonomik krizler, büyük salgın hastalıklar, doğal afetler, etkisini giderek arttıran şiddet ve terörün kaynağı küresel ısınma olmadığını sıklıkla vurgulamaktadır. Nitekim tüm bu olaylara eşlik eden sevgisizlik, kin ve şiddetin kaynağını havaların ısınması veya yağmurlar ile ilişkilendirmek mümkün olmadığını belirtmektedir. Çünkü bu alametler sıradan gelişmeler değil Hz. Mehdi’nin zuhurundan hemen önce yaşanacak olaylardır.
Peygamberimiz (sav)'in yukarıda bir kısmına yer verilen felaketlerin yaşanacağını anlatması ve Müslümanların bu felaketleri birer alamet olarak görüp tanımaları son derece önemlidir.
SONUÇ VE TALEP :
Müvekkilin yaşadığımız dönemle ilgili inancını ve düşüncelerini yıllardır bu şekilde dini kaynaklardan delilleriyle detaylı olarak anlamasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Müvekkilin, Peygamberimizin anlatımlarını hatırlatmaya yönelik yapmış olduğu bu çalışmaları sebebiyle suçlanması hem hukuka hem vicdana uygun değildir. Bu sebeple müvekkilin ahirzaman anlatımlarını art niyetli ve mesnetsiz şekilde yorumlayarak isnat edilen tüm iddiaların geçersiz olduğunu beyan eder, tüm atılı suçlardan saygılarımızla beraatını arz ve talep ederiz. 28.03.2024
Adnan OKTAR Müdafii
Av. Mert YETİŞİR