YARGITAY (İLGİLİ) CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere,
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE
DOSYA NO : 2023/310 E., 2023/494 K.
SUNAN : Adnan OKTAR
MÜDAFİ : Av. Mert YETİŞİR
KONU : Huzurdaki davada küçük yaş müşteki/mağdur sıfatıyla bulunan Serra MohammadValipour ile ilgili olarak, eldeki yazılı belgelere göre, tüm görüşme ve bağlantı kurma taleplerinin Serra MohammadValipour'dan müvekkile yönelik olarak geldiğini, müvekkilin ise bu talepleri geçiştirdiği, bazen de cevapsız bıraktığını, dolayısıyla müştekinin iddialarının eldeki somut belgelerle yalanlandığını belgeleyen dilekçemizin sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Küçük yaş müşteki/mağdur sıfatıyla dava dosyasında yer alan Serra MohammadValipour ile ilgili olarak Sayın Dairenize sunmuş bulunduğumuz dilekçelerde, müştekinin her aşamada müvekkil ve arkadaşlarıyla bağlantıyı kendisinin kurduğunu ve görüşmeyi kendisinin istediğini tüm detayları ve delilleriyle anlatmıştık. Sunduğumuz deliller ve dosyaya giren yazışmalar kapsamında (bu yazışmaların bir kısmı Emniyet tarafından da bizzat tespit edilmiştir), Serra MohammadValipour'un -kendi iddialarının aksine- 2013 yılından itibaren sürekli olarak MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARIYLA İLE GÖRÜŞMEK İÇİN YOLLAR ARADIĞI, fakat MÜVEKKİLİN ONUN GÖRÜŞME İSTEĞİNİ genellikle GEÇİŞTİRDİĞİ, YANINDAN MÜMKÜN MERTEBE UZAKLAŞTIRDIĞI dikkat çekmektedir. Dava kapsamında, yapılan asılsız suçlama gereği başından beri Serra MohammadValipour'a yönelik bir eylem varmış gibi bir izlenim yaratılmak istendiği için, aslında yazışmalarda ayan beyan ortada olan Serra'nın, ünlü bir yazar olan müvekkille görüşme ısrarı sürekli olarak görmezden gelinmiştir. Oysa 2013 yılından itibaren gerçekleşen tüm yazışmalara bakıldığında, görüşme taleplerinin hep Serra'dan geldiği, müvekkilin ise gerçekte bu görüşme taleplerinden açıkça "KURTULMAYA ÇALIŞTIĞI" dikkat çekmektedir.
Mevcut delillere göre bunları inceleyecek olursak;
Stüdyoya Yapılan İki Ziyarette de Müvekkil, Serra'yı Hızlı Bir Şekilde Evine Göndermiştir:
Serra MohammadValipour'un A9 TV ziyareti, yanında annesi olmak kaydıyla sadece 2 defa gerçekleşmiştir. Serra'nın müvekkille görüşmesi de, ünlü bir yazar olan müvekkilin tüm sevenleriyle olduğu gibi sadece 5-10 dakika süren bu iki ziyaret kapsamında olmuştur. Serra, İstanbul ziyareti sırasında Hür Sokak'taki hayvanların bulunduğu evi de ziyaret etmiştir; ancak bu evde hiçbir zaman müvekkil bulunmamıştır.
Stüdyoya yapılan her iki ziyarette de müvekkilin, Serra ve annesini stüdyoda 5-10 dakikadan fazla tutmak İSTEMEDİĞİ, aslında Serra MohammadValipour'un verdiği ifadelere de yansımış bir gerçektir.
Serra MohammadValipour'un 13.07.2018 Tarihli Emniyet İfadesi:
"…ancak Adnan OKTAR SİZ GİDİN ŞİMDİ BEN SİZİ ÇAĞIRACAĞIM DİYEREK BİZİ GÖNDERDİ."
Serra MohammadValipour'un 12.08.2020 Tarihli Mahkeme İfadesi:
"… Oktar beni sordu ne yaptığımı işte 10.17??? olarak direk annem anlattı bunu babasıyla görüşmüyor, üvey babası var. İsviçre'de okuyor, ikinci sınıf öğrencisi, sağlığı çok iyi, spor yapıyor ve böyle anlatıyor sonra Adnan Oktar diyor ki tamam siz şimdi gidin ben sizi yarın yine çağıracağım…"
Serra'nın bu beyanlarından anlaşılabileceği gibi, her iki ziyarette de birkaç dakika görüşmenin ardından MÜVEKKİL SERRA VE ANNESİNİ ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE YANINDAN GÖNDERMİŞTİR. Bunların dışında da müvekkilin Serra ile HİÇBİR GÖRÜŞMESİ OLMAMIŞTIR. Söz konusu iki görüşmedeki müvekkilin tavrından anlaşılmaktadır ki, Serra MohammadValipour, kendi ifadelerinin aksine, müvekkilin yanında fazla tutmak istediği bir insan HİÇBİR ZAMAN OLMAMIŞTIR.
Serra'nın, Camiadan Kişilerin Evlerinde Kalma İsteğine Müvekkil Karşı Çıkmıştır:
Serra MohammadValipour, isnatlarını ortaya atarken müvekkille de arkadaşlarıyla da zorla görüştürülmüş bir kişi profili çizmeye çalışmaktadır. Keza iftira iddiasına dayanak bulabilmek için bu yalanı söylemek zorundadır. Ancak ortaya konan deliller ve yazışmalar, her aşamada Serra'nın bu iddiasını yalanlamıştır.
Serra MohammadValipour'un, iftira iddiasını ayakta tutabilmek için uydurduğu yalanlardan bir tanesi, 13.07.2018 tarihli emniyet ifadesinde şu şekilde geçmektedir:
"Okul tatilim boyunca annem ile birlikte 2 ay boyunca burada kaldım. Pendik'te evimiz vardı orada kaldık. Adnan OKTAR bizi evinde ağırlamak istemiş, ancak ben istemedim ve annemi zorla ikna ederek kendi evimizde kaldık."
Oysa, iddialarının tam tersine, SERRA'NIN KALMA TALEBİNİ MÜVEKKİL REDDETMİŞTİR. Müvekkil, kısa ziyaretin ardından Serra ve annesinin stüdyodan AYRILMALARINI istemiştir. Serra'nın ısrarlı talebine rağmen müvekkil, misafir olarak orada kalmalarına izin VERMEMİŞ, hatta Serra ve annesini yanında UZUN SÜRE DAHİ TUTMAMIŞ, 5-10 dakika içinde göndermiştir. Bunu belgeleyen en önemli delillerden bir tanesi, Serra'nın ertesi gün Ebru Altan'a yazdığı mesajıdır:
Mesajdan da açıkça anlaşılabileceği gibi Serra, MÜVEKKİLİN KENDİSİNİ HEMEN GÖNDERMİŞ OLMASINA, MİSAFİRLİK SÜRELERİNİ UZATMALARINA İZİN VERMEYİŞİNE İÇERLEMİŞTİR.
Serra'nın, Can Dağtekin Yoluyla İletmek İstediği Mesajlara, Müvekkil Cevap Dahi Vermemiş veya Geçiştirmiştir:
Önceki dilekçelerimiz ve Sayın Dairenize Serra MohammadValipour konusunda sunmuş olduğumuz kitapçığımızda detaylı anlattığımız gibi, Serra, 2017 yılında, yani müvekkil ile görüşmesinden 4 yıl sonra müvekkil ile kendi iradesiyle bağlantı kurmaya çalışmıştır. Emniyet tarafından da tespit edilip dava dosyasına dahil edilen bu yazışmalar, yerel mahkeme kararını bozan BAM 1. Ceza Dairesi tarafından da BOZMA SEBEBİ yapılmıştır.
Serra MohammadValipour'un Hayri Can Dağtekin ile yaptığı ve müvekkile yönelik istismar iddialarını tamamen ortadan kaldıran yazışmaların detaylarına daha önce kapsamlı değindiğimiz için burada değinmeyeceğiz. Burada üzerinde duracağımız konu, söz konusu yazışmalarda Serra MohammadValipour'un sürekli olarak müvekkile selam iletme ve müvekkille görüşme çabalarının dikkat çekici olması ve müvekkilin de bu bağlantı taleplerine ya HİÇ CEVAP VERMEYEREK ya da konuyu GEÇİŞTİREREK karşılık vermesidir:
Konuyla ilgili yazışmalar şu şekildedir:
Görüldüğü gibi ilk mesaj Serra MohammadValipour'dan gelmektedir. Serra, Can Dağtekin'in instagram profilini görmüş, paylaşımlarından onun yayınlara çıktığını anlamış ve müvekkile ulaşmak için kendisine instagram (DM) üzerinden mesaj yazmıştır.
Serra, o sırada müvekkilin YAYININI İZLEMEKTEDİR. "HOCAMIZI İZLİYORUM" diye özellikle belirtmekte, müvekkili özel olarak TAKİP ETMEKTE, özel olarak BU BAĞLANTIYI KURMAKTA ve müvekkile SELAM YOLLAMAKTADIR.
Kendisini tanıtmakta ve "İnşaAllah hatırlar beni" diyerek MÜVEKKİLİN KENDİSİNİ HATIRLAMASINI UMMAKTADIR.
Aşağıdaki yazışmanın, ilk mesajdan bir gün sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Can Dağtekin, Serra'nın mesajını müvekkile iletememiştir:
Görüldüğü gibi Serra'nın ısrarları bunun üzerine de devam etmiş ve "ONU ÇOK ÖZLEDİĞİMİ SÖYLEYİN" diyerek müvekkile özlemlerini tekrar tekrar iletmeye çalışmıştır.
Mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla Hayri Can Dağtekin, Serra'nın mesajını ikinci gün de müvekkile ileteMEmiştir. Serra ise sürekli ve ısrarcı bir şekilde MESAJININ İLETİLMESİNİ TAKİP ETMEKTEDİR. 3. Gün "iletebildiniz mi?" diye başlayan mesaj ile ciddi bir kararlılıkla müvekkile ulaşmaya çalıştığı anlaşılabilmektedir.
Bu ısrarın sonucunda Can Dağtekin müvekkile Serra'nın selamını ilettiğini söylemiştir. Can Dağtekin bunu, "Selamını ilettim, sen de ona selam söyle dedi" şeklinde bir cevap ile Serra'ya iletmiştir. Belli ki konu müvekkil tarafından geçiştirilmeye çalışılmıştır.
Serra bu cevabı oldukça yetersiz bulmuş olacak ki, "başka bir şey sordu mu peki?" diye sormakta, sonra da müvekkilden herhangi bir ilgi ve alaka görmeyişini "yani meşguldür büyük ihtimalle" diyerek meşguliyete bağlamaya çalışmaktadır.
Görüldüğü gibi TÜM GİRİŞİMLERİ YAPAN SERRA'DIR. Israrlı bağlantı talebi Serra'dan gelmektedir. Hatta Serra, müvekkilden kapsamlı, doyurucu cevaplar almayı beklemektedir. Bir başka deyişle Serra bakımından, tek taraflı ve ısrarlı bir bağlantı kurma, kendini hatırlatmaya çalışma arzusu vardır.
Bu karşılıksız kalan iletişim çabalarının sonucunda Serra, Can Dağtekin'e şahsi numarasını vererek, müvekkil ile sürekli bağlantıda kalma isteğinde bulunmuştur:
Serra'nın isteği üzerine Whatsapp üzerinden devam eden yazışmalar esnasında Serra, sürekli olarak Can Dağtekin'e, müvekkile selamını iletip iletmediğini sormakta, bunu mutlaka netleştirmek istemektedir. Belli ki müvekkilden kendisiyle ilgilendiğini gösteren bir cevap gelmemektedir.
Dikkat edilirse Serra'nın Can Dağtekin ile bağlantısının ana konusunu müvekkile ulaşma çabası oluşturmaktadır. Serra'nın mesajında, "cidden sen çok önemlisin benim için, eskiden hep Didem Ürer ya da Ebru Altan'la görüşürdüm ya da Ümit vardı, şu an sana ulaştım işte" diyerek Can Dağtekin aracılığıyla müvekkille bağlantıya geçebileceği için mutluluğunu dile getirmektedir. Açıkça müvekkille hiçbir şekilde irtibatsız kalmak istememektedir. Geçmişte bu kişilere, müvekkile ulaşabilmek için kendisinin mesaj yazdığını da teyit etmektedir.
Oldukça ısrarlı bağlantı talepleri sonucunda Can Dağtekin, müvekkilden diyerek Serra'ya bir cevap yazmıştır. Bu mesajın, bu ısrarlı irtibat talepleri karşısında gönül alıcı, fakat aynı zamanda geçiştirici bir cevap olduğu görülebilmektedir:
Verilen bu geçiştirmeye yönelik cevabın sonrasında, Serra'nın ısrarlı bağlantı talepleri devam ediyor olmasına rağmen (tümü Sayın Dairenize sunulmuştur) müvekkilden kendisine gelen herhangi bir cevap OLMAMIŞTIR. Belli ki müvekkil, Serra ile bağlantı kurma konusunda istekli DEĞİLDİR. Bu zaten 2013 yılında da bu şekilde olmuş, Serra'nın ısrarı üzerine bir görüşme yapılmış, onda da müvekkil, Serra ve annesini kısa bir süre içinde stüdyodan göndermiştir. Müvekkilin kendisine itibar ettiğine dair Serra'nın dava kapsamındaki iftira kurgusu, eldeki delillerle örtüşmemektedir.
Serra'nın Müvekkili Tekrar Ziyaret Etme Talebi, Müvekkil Tarafından Karşılık Bulmamıştır
Serra, 2017 yılında müvekkile tekrar ulaşabilmek için Can Dağtekin ile bağlantı kurduğu sırada, müvekkil ile tekrar görüşmenin de yollarını aramıştır. Söz konusu whatsapp mesajlarında konu şu şekilde geçmektedir:
"Seni ne zaman göreceğim" sorusuna cevap olarak Serra, "HOCAMIZA KALMIŞ. Gelebilirsem inşaAllah Hülya ile gelebilirim" demektedir. Buradaki "hocamıza kalmış" sözü önemlidir. Belli ki Serra, tekrar gelebilmek ve MÜVEKKİL İLE GÖRÜŞMEK İSTEMEKTE VE BUNUN İÇİN MÜVEKKİLDEN TEKLİF BEKLEMEKTEDİR. Ancak yazışmalarda da açıkça görüldüğü gibi müvekkilin böyle bir talebi, bu yönde bir mesajı OLMAMIŞTIR. Müvekkil, Serra'nın, "Hülya ile gelebilirim" şeklindeki talebini CEVAPSIZ BIRAKMIŞTIR.
Sonuç
Serra MohammadValipour'un iddialarıyla ilgili en somut delilleri teşkil eden ve Emniyet tarafından da tespit edilmiş olan söz konusu yazışmalarda, görülebildiği gibi, SERRA'NIN İDDİALARI TAMAMEN YALANLANMAKTADIR. Serra'nın iddialarının aksine burada ısrarla kendisiyle bağlantı talep edilen ama bundan sürekli kaçmakta olan MÜVEKKİLİN KENDİSİDİR. Serra'nın, iddia ettiği şekilde "gözde" olduğuna dair bir durum söz konusu dahi değildir. Serra'nın gelme taleplerine karşı müvekkil son derece isteksizdir, selamına dahi sadece selam vererek cevap vermiş, daha fazla bir şey söylemeye gerek dahi duymamıştır.
Aslında durum gözler önündedir. Huzurdaki dosya, kamuoyunda gündem yapılan medyatik bir kumpas dosyası olmasa, bu iddiaların hiçbir geçerliliğinin olmayacağı, yerel mahkeme tarafından bu iftira suçlamanın hemen beraatla sonuçlanacağı açıktır. Ancak özellikle Serra MohammadValipour konusu kumpas için özel kurgulanmış bir konu olduğundan, sürekli içi boş beyanlarla diri tutulmaya çalışılmaktadır.
Bu konuda, Sayın Daireniz tarafından eldeki somut deliller ışığında değerlendirmenin yapılacağına inanıyor, saygılarımızla bilgilerinize arz ediyoruz.11.01.2024
Adnan Oktar müdafi,
Av. Mert Yetişir