YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE 

 

 

DOSYA NO                  : 2023/310 E., 2023/494 K.

 

SUNAN                       : ADNAN OKTAR

 

MÜDAFİ                      : AV. MERT YETİŞİR

 

KONU                          : Müvekkil Adnan Oktar’ın "Türk Milletindenim, İbrahim ümmetindenim" sözünden dolayı aleyhinde komplo kurularak 9 ay cezaevinde, daha sonra da 10 ay Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi'nde ZİNCİRLENEREK tutulduğu dönemde dahi Allah’ın yarattığı kadere tam teslim olduğu, Allah’ın kalbinde hep mutluluk ve huzur hissi yarattığına dair beyanlarının sunumudur.

 

AÇIKLAMALAR           :

Müvekkil Adnan Oktar’ın, 1979 yılında başladığı Darwinizm, materyalizm ve ateizm aleyhine yürüttüğü fikri ve ilmi çalışmalar bir süre sonra geniş çevrelerden tepki almaya başlamıştır. Adnan Oktar'ın milliyetçi ve mukaddesatçı çalışmalarından rahatsız olan bazı çevrelerin etkisiyle, aleyhinde büyük bir komplo kurulmuştur.

1986 yılında, müvekkil Adnan Oktar, gazetede yayınlanan bir röportajındaki "Türk Kavmindenim, İslam Milletindenim" sözlerinden dolayı hiçbir haklı hukuki gerekçe olmadan tutuklanmıştır. 9 ay boyunca tekli hücrelerde tecrit edilerek tutulmuş, daha sonra Adli Tıp'ta 40 gün ayağından yatağa zincirlenmiştir.


 

Bakırköy Akıl Hastanesi'ne nakledilen müvekkil müşahade altına alınarak hastanede, en tehlikeli hastaların bulunduğu "14A" koğuşunda tutulmuştur.



Abdülhamit döneminden kalma, 14A koğuşunun bulunduğu taş bina.

300 akıl hastasının olduğu 14A koğuşu, Abdülhamit döneminden kalma taş bir binanın içerisindeydi ve bu koğuşa birkaç kilitli demir kapıdan geçilerek gidiliyordu. İçerisi oldukça bakımsız, izbe ve pisti. Bu ağır hastaların arasında cinayet çok sıradan bir olay olarak görülüyordu. Müvekkil Adnan Oktar'ın burada bulunduğu süre içerisinde, 7 cinayet işlenmiştir.


 

Üstelik böyle bir ortamda şuur bulandıran ilaçlar müvekkil Adnan Oktar’a zorla verilmiştir. Kendisini ziyaret etme ve görme imkanı bulanlar, müvekkilin bu dönemde de kararlılığını ve şevkini hiç kaybetmediğine şahit olduklarını anlatmaktadır.

Müvekkil Adnan Oktar da, Allah’ın yarattığı bu güzel imtihanı hayırla karşıladığını, Allah’ın bu dönemde hep kendisine huzur ve mutluluk hissi yarattığını ifade etmektedir.



1986 yılında, Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi'nde.

Bu dönemde onları İslam ahlakına davet edeceği düşünülerek, doktora öğrencilerini, hemşireleri ve hatta doktorları bile müvekkil ile görüşmesine izin verilmemiş, bir süre sonra yakınları ve arkadaşlarıyla da görüşmesi yasaklanmıştır. Hatta, telefon görüşmesi bile yapmasına müsaade edilmemiştir.


Adnan Oktar’ın tutulduğu 14A koğuşunda 300 tane akıl hastası bulunuyordu. Müvekkilin tanıdıklarıyla görüşmesi yasaklanmış, sadece bu tarz akıl hastalarıyla konuşması şartı getirilmiştir.


      

 

İlmi faaliyetlerini durdurmadığı takdirde hayatı boyunca hastanede kalacağına dair tehdit edilmiştir. Eğer faaliyetlerinden vazgeçerse, hemen hastaneden çıkabileceği, yaşamının bundan sonrasını refah içinde geçirebileceği teklif edilmiştir. Ancak, müvekkil tüm bu teklifleri geri çevirmiştir. Tüm bu yaşadıklarının, onun kararlılığını daha da arttırdığını ifade etmektedir.

 



Müvekkil Adnan Oktar hapishanede ve akıl hastanesinde toplam 19 ay tutulduktan sonra savcılığın, "ifadelerinde suç unsuru bulunmadığını" belirtmesiyle beraat etmiş ve mahkemece serbest bırakılmıştır. Adnan Oktar'a Gülhane Askeri Tıp Akademisi tarafından verilen akıl sağlığının yerinde olduğunu belirten “SAĞLAM” raporu ise basında hiçbir yerde duyurulmamıştır.

 

Müvekkil Adnan Oktar’ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde kaldığı dönem olan 1985-1986 yıllarına ait hastaların detaylı tedavi süreçlerini içeren tüm belgeler hastane arşivlerinden bir şekilde yok edilmiştir. Böylece o dönemin tüm karanlık yönleri soruşturma ihtimali olmayacak şekilde ortadan kaldırmıştır. 1927 yılından itibaren hiçbir eksiklik olmadan çok düzenli olarak tutulan bu arşivin sadece o döneme ait dosyalarının kayıp olması müvekkile karşı yürütülen psikolojik savaşın ne kadar derin olduğunu göstermektedir.

 

Müvekkil ayaklarından zincirli bir şekilde tutulduğu Bakırköy Akıl Hastanesi'nde de, aynı dönemde haksız ve hukuksuz olarak tutuklu tutulduğu Bayrampaşa cezaevinde de, yine son 6 yıldır sürmekte olan cezaevindeki tutukluluk döneminde de Allah'ın kalbine büyük bir mutluluk ve huzur hissi verdiğini, hep mutlu ve huzurlu bir ruh hali içinde olduğunu, tüm bu yaşadıklarının her zaman kendisinin şevkini ve gücünü kat kat arttırdığını, anlatmaktadır. Tarih boyunca tüm peygamberlere ve onlarla beraber mücadele eden Müslümanlara atılan iftiralardan “delilik iftirası” ve “hapishane imtihanını” yaşamış olmanın bir şeref olduğunu, bugün de olumsuz gibi gözüken her şeyi Allah’ın hayırla yarattığını bilerek karşıladığını ifade etmektedir.

 

Müvekkilin görüşlerini Sayın Dairenizin bilgilerine saygılarımızla arz ederiz. 22.12.23

 

 

 

Adnan Oktar

Müdafii

Av. Mert Yetişir


Daha yeni Daha eski