YARGITAY (İLGİLİ) CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere,
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE
DOSYA NO : 2023/310 E., 2023/494 K.
SUNAN : Adnan OKTAR
MÜDAFİ : Av. Mert YETİŞİR
KONU : Müvekkil Adnan Oktar'ın, dünyada yaşanan savaşlar, çatışmalar ve hiç dinmeyen zulme karşı Mehdi'nin gelişi ile müjdelenmek gerektiğini izah eden dilekçesinin sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Huzurdaki dava iddianamesinde, Mehdiyet inancı ve bu inancın savunuculuğunu yapmak, gerekçesiz ve dayanaksız olarak sözde suç örgütünün amaç suçu olarak nitelendirilmek istenmişti. Her gerekçeli kararda bu unsur revize edilerek amaç suç kavramına uydurulmaya çalışılsa da, huzurdaki dava amaç suç belirtilemeden hayali suçlar üretilerek devam ettirildi.
Müvekkil ve arkadaşları, amaç suçun Mehdiyet ile ilişkilendirilmeye çalışılmasından, asıl sorunun kumpasın kurgulayıcılarının Mehdiyet inancına duydukları öfke olduğunda hemfikirdirler ve bu konuyu duruşmalar esnasında dile getirmişlerdir. Müvekkil Adnan Oktar da defaatle, kendisinin Mehdi olduğunu hiçbir zaman iddia etmediğini ve asla etmeyeceğini, ancak Mehdiyete olan inancından asla taviz vermediğini, zaten bu inancın, tüm insanlar için de büyük bir müjde olduğunu ısrarla dile getirmiştir.
Ayrıca Mehdiyet inancı, sadece müvekkil ve arkadaşlarının savunduğu bir inanç değildir. Bu, tüm dünya Müslümanlarının ve Musevilerinin beklentisi olan, 4 mezhep tarafından da kabul edilen hak inançtır. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı şu anda büyük bir ümit içinde Mehdi'nin gelişini beklemektedir.
Müvekkilin konuyla ilgili son açıklamaları, aşağıda takdirinize sunulmaktadır:
Barışın Sağlanması İçin, Tüm Dünyada Sözü Geçen
Bir Liderin Varlığı Büyük Bir İhtiyaçtır
2023 yılında karşılaştığımız dehşetli olaylar unutulacak, umursanmayacak, zihinlerin gerisine atılacak olaylar değildir. 2023 yılı, 11 şehri bir anda yerle bir eden, yüzyılın yıkımı olarak adlandırılan benzersiz bir deprem felaketi ile başlamıştır. Şu anda ise 2023 yılı, neredeyse bir dünya çatışmasının kapılarını açan dehşetli bir İsrail-Gazze savaşı ile devam etmektedir. Öyle ki şu anda, nükleer silahların kullanılması hususu dahi konuşulmaya başlanmıştır. Dünya ise, yaşanan bu savaş ve yıkımlara karşı hiçbir şey yapamamakta, hamasi sözler ve kınamalar dışında harekete dahi geçememektedir.
Barışın asıl olarak İslam alemi tarafından tesis edilmesi gerekir. Çünkü dinimiz, anlaşmazlıkları ve çatışmaları ortadan kaldırmak ve tüm dünyaya sevgi ve barış getirmek üzere var edilmiş mübarek bir dindir. Ancak şu anda bu konuda hiçbir İslam ülkesinin harekete geçememesi, adeta güçsüz ve aciz bir görünüm sergilemesi, 2 milyarı aşkın İslam alemi adına vahamet içeren bir durumdur.
Bu konuda en fazla söz sahibi olması gereken İslam İşbirliği Teşkilatı da, adeta bu manzarayı izleyici konumundadır. Teşkilata bağlı ülke temsilcileri belli dönemlerde bir araya gelmekte, konu hakkında analizlerde bulunmakta, öneriler alınmakta ve listeler çıkarılmakta, "barışın tesis edilmesi gerektiğine dair" konuşmalar yapılmakta, hatta kimi zaman konu hakkında hamasi nutuklar atılmakta, ancak sonrasında tüm temsilciler dağılıp ülkelerine dönmektedir. Alınan kararlar, getirilen fikirler, barışın tesis edilmesi için neredeyse hiçbir işe yaramamakta, birer toplantı notu olmaktan öteye geçememektedir.
Bunun tek sebebi, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da tüm İslam ülkelerinin de uyacakları BİR BAŞLARININ, BİR LİDERLERİNİN OLMAMASI, TEK BİR FİKİR ALTINDA TOPLANAMAMALARIDIR.
Her ülke ve her inanç kendi liderini seçmek ister. Bu nedenledir ki, milletler, genellikle başka milletlerin seçimlerinde hemfikir olamazlar. "Kendilerinden olanı" benimseme eğilimindedirler. Kayıtsız şartsız uyacakları ortak bir liderde birleşmeleri zordur. Bu yüzden, tüm milletlere bir lider belirlemek, ona tüm insanların kayıtsız şartsız uymasını sağlamak, BİZ İNSANLARIN İŞİ DEĞİLDİR.
TÜM MÜSLÜMANLARIN TABİ OLACAĞI LİDERİ ALLAH SEÇER.
Bu lider, insanlık tarihinin şahit olduğu en büyük zorluklar yaşanırken, yeryüzüne bir KURTARICI olarak gelecektir. Hadis kaynaklarına, Tevrat ve İncil'e göre bu kurtarıcı, her sözünde doğru olan, adaletiyle tanınan, sevgi ve barış konusunda kararlı ve sebatlı olan, tüm insanların ittifakla adaletine güvendiği ve Allah tarafından özel olarak görevlendirilmiş olan, HZ. MEHDİ olacaktır.
İnsanlar sadece ve sadece onun adaleti etrafında toplanacaklar, onun tarif ettiği sevgi anlayışını benimseyecekler, onun vesilesiyle oluşan bolluk ve berekete kavuşacaklar ve onun liderliğinde barışa kavuşacaklardır. Bu, bizim değil, Sevgili Peygamberimiz (SAV)'in hadisleriyle haber verdiği bir gerçektir.
Ancak bu zuhurun gerçekleşmesi için dünya çok sancılı dönemlerden geçecektir. Hadislere göre, Hz. Mehdi'nin gelişinin öncesinde, tüm dünyayı savaşlar ve felaketler saracaktır:
Hz. Mehdi'nin çıkışından önce dehşetli savaşlar olacaktır:
1979- Afganistan’ın işgali:
TALİKAN'A (AFGANİSTAN'A) YAZIK OLDU. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
1979- Kabe baskını ve Kabe’de kan akıtılması:
Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, KÖPEKLER GİBİ BİRBİRİNE SALDIRACAK, HACILAR SOYULACAK, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak." (Kıyamet Alametleri, s. 168-169)
1980- İran Irak Savaşı:
Faris yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin, ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar Mutıka çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı yazıya inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarında duracaklar... ARALARINDA SAVAŞ OLACAK: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak... (Kıyamet Alametleri, El Berzenci, s. 179)
1990- Azerbaycan’ın işgali:
AZERBAYCAN'DAN MUTLAKA BİR ATEŞ ÇIKACAKTIR. VE HİÇBİR ŞEY ONUN KARŞISINDA DURAMAYACAK. BÖYLE BİR ŞEY OLUNCA EVİNİZDE OTURUN... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 311)
2001- New York’ta İkiz Kuleler’e saldırı:
Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
2003- Bağdat’ın alevlerle yok edilmesi:
Ahir zamanda BAĞDAT ALEVLERLE YOK EDİLİR... (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf.177)
2006- Kufe’de çatışmalar olması, Kufe Mescidi’nin kubbesinin ve duvarının yıkılması:
Ona, "(Hz. Mehdi (as)) ne zaman çıkacak?" diye sordum. O dedi ki: "Irak'ın Anbar ilinde, Fırat ile Şiraz ve Dicle kıyısında ordular gördüğünde, KUFE'NİN KUBBESİ YIKILDIĞINDA, KUFE'DE BAZI EVLER YANDIĞINDA, TÜM BUNLARI GÖRDÜĞÜN ZAMAN ALLAH DİLEĞİNİ HAKİKATEN GERÇEKLEŞTİRECEKTİR, hiç kimse Allah'ın emrini engelleyemez ve hiç kimse onun hükmünü değiştiremez." (Falahi Ssa'il: 199; ve El-Misbaah: 51 ve El-Baladul Amin: 35)
MASUM İNSANLAR KATLOLUNCAYA KADAR Mehdi (as) çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)
Muhammed ümmetinden MASUM BİR ÇOCUK ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE, gökten bir münadi 'hak onda (Mehdi'de) ve onun yanında olandadır' diye haykırır. (Sabban İsafur Ragibin, s.154)
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar öyle günler görecek ki, KATİL NİÇİN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ, MAKTUL DE NİÇİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ BİLEMEYECEK." (Müslim, Fiten: 56, (2908))
KİŞİ, KARDEŞİNİ ÖLDÜRMEDİKÇE kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 141)
Kıyametin hemen yakınında ANARŞİ VE KARGAŞA GÜNLERİ VARDIR. (Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211)
"İnsanlara ölüm gelip EVLER MEZAR OLDUĞU ZAMAN halin nice olur", buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 392, no. 726)
Hz. Mehdi'nin çıkışından önce felaketler dünyayı saracaktır:
“Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce, hayırlı ameller işlemede acele edin. O fitne geldi mi kişi mü’min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama girer. Mü’min olarak akşama erer de kâfir olarak sabaha ulaşır; dinini basit bir dünya menfaatine satar.” (Müslim, İman 186, 118; Tirmizi, Fiten 30, 2196)
“Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra BÜTÜN HARAMLARIN HELAL SAYILACAĞI bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi’ye evinde otururken gelecektir.” (İbn-i Ebi Şeybe)
2020- Korona salgını:
İmam Ali (ra) şöyle buyurdu: Ey insanlar dikkat edin! DOĞUDAN AYAĞINI KALDIRAN BİR FİTNEDEN ÖNCE ÖNCE BANA SORACAKLARINIZI SORUN. O FİTNE, AĞZI VE BURNU SARMASIYLA EZER. BİRÇOK ÖLÜMDEN SONRA HAYATTA KALANLAR OLUR. BU FİTNENİN YOĞUN ATEŞİ BATIYI TEHDİT EDER… (Bihar’ül Envar 53/82)
2020- Korona salgınında haccın yasaklanması, camilerin kapatılması:
İmam Ali şöyle buyurdu: Dikkat edin! Mehdi’nin çıkışının alametleri vardır… CAMİLERİN KAPATILMASI, HACCIN DURMASI, YERE BATMA … (Bihar’ül Envar, 36/454)
Depremlerin artması, şehirlerin yıkılması:
BÜYÜK ŞEHİRLER DÜN SANKİ YOKMUŞ GİBİ HELAK OLUR. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38)
"ÜMMETİMDE ZELZELELER OLUR. ÖYLE Kİ, BU ZELZELELERDE ON BİN, YİRMİ BİN, OTUZ BİN KİŞİ ÖLÜR. ALLAH, BU ÖLÜMÜ MUTTAKİLERE ÖĞÜT, MÜMİNLERE RAHMET, KAFİRLERE İSE AZAP KILAR." (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)
Yer çökmelerinin yaşanması:
(Kıyamet) alametlerinin ilki YER ÇÖKMELERİDİR. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.518)
Kasırgaların artması:
Kıyametten önce on alamet görmeden o, kopmayacaktır. Onuncusu, İNSANLARI DENİZE ATACAK OLAN KASIRGA. (Kıyamet Alametleri, s.288)
Kuraklığın artması, kıtlık yaşanması:
Deccal'in çıkmasından önce GÖKYÜZÜ ÜÇ SENE YAĞMURUNU TUTAR. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda GÖKYÜZÜ NORMAL YAĞMURUNUN ÜÇTE İKİSİNİ YAĞDIRMAZ. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise GÖKYÜZÜ YAĞMURUNUN TAMAMINI KESER, YERYÜZÜ DE BİTKİSİNDEN HİÇBİRİNİ BİTİRMEZ. (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s.241)
Ekonomik krizler:
FAKİRLER ÇOĞALACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455)
AÇLIK VE HAYAT PAHALILIĞI ALABİLDİĞİNE YAYILACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440)
Kuran-ı Kerim’in terk edilmesi:
İnsanlara bir zaman gelir ki KURAN-I KERİM BİR VADİDE, İNSANLAR BAŞKA BİR VADİDE OLURLAR. (Hakim, Tirmizi; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s.25)
Cinsi sapkınlıklar yayılacak:
ERKEKLER KADINLARA BENZEYECEK, KADINLAR ERKEKLERE BENZEYECEK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451)
Hz. Mehdi'nin zuhuru sonrası ise tüm bu felaketlerin ve zorlukların sona erdiği, tüm dünyanın adalete, barışa, huzura ve bolluğa kavuştuğu bir dönem gelecektir. Tüm insanlık, acılarla dolu zorlu dönem boyunca aradığı kurtarıcıyı bulmuş olacaktır.
Hz. Mehdi'nin çıkışından sonra tüm dünyaya barış, adalet ve bolluk gelecektir:
“MEHDİ KAN DÖKMEZ. UYUYANI UYANDIRMAZ. Sünnet uğruna mücadele eder. Bütün sünnetleri ihya eder, bidatleri kaldırır”. (Berzencî, el-İşaah s.196)
“O ZAMAN ÜMMETİM ASLA BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ ŞEKİLDE BOLLUK İÇİNDE NİMETE KAVUŞACAKTIR. Yeryüzü meyvelerini verecek. Onlardan hiçbir şey saklamayacaktır. O gün mal değersiz olur. Bir adam kalkar ve “Ey Mehdi, bana ver” der, o da “Buyur, al” der.” (İbn Mace: Fiten 34 Hadis No: 4083)
“Âhir zamanda bir halife gelecek, MALI TAKSİM EDECEK, SAYMAYACAKTIR.” (Müslim: 2914)
“Ehli beytimden birisi yedi yıl hüküm sürüp, DAHA EVVEL ZULÜMLE DOLU OLAN ARZI ADALETLE DOLDURMADIKÇA BU DÜNYA BİTMEZ.” (İmam-ı Suyûtî)
“Ehli Beytimden birisi çıkar ve sünnetimi söyler. Allah ona yağmur indirir ve yeryüzü ona bereketini çıkarır. DAHA ÖNCE ZULÜM VE CEBİRLE DOLU OLAN DÜNYA, ADALET VE NEFASETLE DOLAR. Yedi yıl bu ümmete hükmeder ve Beytül-Makdis’e iner.” (Taberâni)
“Benden sonra halifeler bulunacak. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra krallar, krallardan sonra da zalim idareciler olacak. Daha sonra Ehl-i Beytimden bir adam çıkacak, YERYÜZÜ ZULÜMLE DOLDURULDUĞU GİBİ ONU ADALETLE DOLDURACAK. (Taberâni)
Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt’imden bir zatı gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O (HZ. MEHDİ (AS)) YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
- MEHDİ (AS)’İN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
- MEHDİ (AS), ADİL BİR HAKEM OLARAK ÇIKACAK… (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)
ONUN (HZ. MEHDİ (AS)’IN) ADALETİ HER YERİ KAPLAYACAK ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırmasını söyleyecek, o kişi emrini yerine getirdiğinde, sadece bir kişi gelecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
Hz. Mehdi (as)’a aralarında kadınların da bulunduğu 313 kişi biat edecek ve her zalim onun karşısında mağlup olacaktır. ZAMANI O KADAR ADİL OLACAK Kİ, KABİRDEKİ ÖLÜLER DİRİLERE İMRENECEKTİR… (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 22)
Hz. Mehdi (as) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)
İnsanlar, balarılarının beyleri etrafından toplanması gibi, Hz. Mehdi’nin çevresinde toplanırlar. DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, O (HZ. MEHDİ (AS)) ADALETLE DOLDURUR. ADALETİ O DENLİ OLUR Kİ, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
Herşeye Kadir olan Allah, İmam Mehdi (as) için TÜM ZORLUKLARI GİDERECEKTİR. BAŞARI VE ZAFER UNSURLARI ONUN KONTROLÜNDE OLACAKTIR. (Kamaal al -Deen, Cilt 2, Sayfa 369; Bihar-ül Envar, Cilt 51, Sayfa 150; Cilt 52, Sayfa 283; Mikyaal al-Makaarem, Cilt 1, s. 34, Haber)
"Kâimimiz (Hz. Mehdi) kıyam edince İNSANLARIN KALBİNDEKİ DÜŞMANLIK VE İHTİLAF SEBEPLERİNİ KÖKTEN KAZIYACAKTIR. Böylece genel bir asayiş ve emniyet meydana gelecektir." (Bihar-ul Envar, cilt 52, s. 336)
- MEHDİ (AS) BÜTÜN GAM VE ZULMETLERİ GİDERECEK GÜNEŞTİR. İhsanda bulunduğu zaman pek bereketli bir yağmurdur. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 188)
Mehdi'nin (as) yaranları (dost ve arkadaşları) alemin her yerine ayak basıp, her yerde kudreti ellerinde bulunduracaklar, herkes ve her şey onlara itaat edecek, hatta ÇÖLDEKİ YIRTICI HAYVANLAR VE AVLAR (YIRTICI) KUŞLARIN HEPSİ VE HEPSİ ONLARIN RIZA VE HOŞNUTLUĞUNU KAZANMAK İSTEYECEKLER. BU DİN ELÇİLERİ, SELAH (HUZUR, RAHATLIK, DÜZELTME VE İYİLEŞTİRME) VE ADALET ELÇİLERİ ÖYLE BİR SEVİNÇ VE HOŞNUTLUK GETİRECEKLER Kİ, Mehdi'nin (as) ashabının ayak bastığı yer başka yerlere karşı iftihar edecek. (İkmal'üd Din. Bihar'ül Envar, cilt 52, s. 327)
Hz. Mehdi, Allah'ın dilemesiyle ve tüm kalplere ilham etmesiyle, tüm insanlar tarafından kurtarıcı olarak kabul edilecektir. Zaten onun imamlığını isteyen, onu zorla başa geçiren, yine bu halkların bizzat kendileri olacaktır:
Hz. Mehdi, herkes tarafından kabul edilecek ve herkes tarafından çok sevilecektir:
Allah BÜTÜN İNSANLARIN KALPLERİNİ ONUN MUHABBETİYLE DOLDURACAKTIR. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, S.42)
Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler sebebiyle, Hz. Mehdi (as)'ın kendilerine en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 27)
Hz. Mehdi (as) insanlara gelir de, onu yeni gelin gibi aşk ve muhabbetle kucaklarlar... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)
Ümmet'i Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 163)
Yüzü güzel, kokusu hoş, heybetli, fakat insanlara sevimli ve yakındır. (Mehdi, Deccal, Mesih, s. 102)
Mehdi zuhur eder, HERKES SADECE O'NDAN KONUŞUR, O'NUN SEVGİSİNİ İÇER VE O'NDAN BAŞKA BİR ŞEYDEN BAHSETMEZLER. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.33)
Bir münadinin semadan "Hak, Hz. Muhammed (sav) ehlindedir" şeklinde bağırmasından sonra, Hz. Mehdi (as)'ın sevgisi insanların kalplerine yerleşecek ve ondan başka bir şeyden bahsedilmeyecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
Mehdi ile müjdelenin… ONDAN YER VE GÖK EHLİ RAZIDIR… (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)
ONUN HİLAFETİNDEN (manevi liderliğinden) YER VE GÖK EHLİ, HATTA HAVADAKİ KUŞLAR BİLE RAZI OLACAKTIR. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
… O ZAMAN, YER VE GÖK EHLİ, BÜTÜN YABANİ HAYVANLAR, KUŞLAR, HATTA DENİZDEKİ BALIKLAR BİLE ONUN HİLAFETİYLE (manevi liderliğiyle) SEVİNECEKLERDİR… (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)
BÖYLE BİR KURTARICI VARKEN VE BU KURTARICI MUTLAKA GELECEKKEN, İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ DÖNEM ONUN ÇIKIŞI DÖNEMİNİ TARİF EDEN AHİR ZAMANKEN, bu karanlık dönemde insanlara verilebilecek asıl müjde, HZ. MEHDİ'NİN GELİŞİ MÜJDESİDİR. Hz. Mehdi'nin gelişi ile tüm dünyanın barışa kavuşması, tüm dünyayı saran bu katliamların, nefretin, savaşların son bulması insanlar için büyük bir ümit ışığıdır. Dolayısıyla, bu müjdenin gerçekliğine veya gerçekleşmesine direnmek, buna karşı mücadele içinde olmak, Mehdi'nin zuhurunu istememek, bu zulmün taraftarlarına bilerek veya bilmeyerek destek olmak demektir.
Hz. Mehdi'nin gelişini isteyerek ve müjdeleyerek, dünyanın huzuru, refahı, kalkınması ve özgürleşmesi için atılan hiçbir adım, gösterilen hiçbir çaba sonuçsuz kalmaz. O, bir kurtarıcıdır; dünyaya o güzel ışığı ve bereketi ile gelmiştir. Onun gelişiyle özlenen barış ve sevgi ortamı mutlaka oluşacaktır.
Yargılama boyunca sürekli olarak belirttiğimiz bir başka önemli husus ise şudur: HZ. MEHDİ'NİN KİM OLDUĞUNU BİZ BİLEMEYİZ. BİZLER, ONUN GELİŞİNE TÜM KALPLERİYLE İNANAN VE ONU ÖZLEMLE BEKLEYEN KİŞİLERİZ. Hz. Mehdi her kim ise, ortaya çıktığında ONA TABİ OLMAYA, ONUN İZLEDİĞİ YOLU TAKİP ETMEYE VE ONUN DESTEKÇİSİ OLMAYA HAZIRIZ. Güzellik, sevgi, bereket, adalet, bolluk ve barış getirecek bu kutlu kişinin her daim izinde oluruz.
BİZİM, MEHDİLİK GİBİ BİR İDDİAMIZ YOK. Bizim iddiamız ve isteğimiz, Hz. Mehdi'nin gelişi ile müjdelenmektir. Bizler bu nedenle bu müjdeyi yayma ve insanlara güzel bir kurtuluş olduğunu haber verme yolunu seçmiş olan kişileriz.
Eğer dünya halkları zulümden, korkulardan, acılardan bir an önce kurtulmak istiyorsa, Allah'tan Hz. Mehdi'nin zuhurunu istemeli ve bunun için dua etmelidir.
Sonuç:
Müvekkil Adnan Oktar'ın, Mehdilik inancı ile ilgili yukarıdaki açıklamalarını Sayın Dairenize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.04.12.2023
Adnan Oktar müdafi,
Av. Mert Yetişir