Sayın Abdurrahman Dilipak
birçok konuda olduğu gibi kıyamet, Mehdi, Mesih, Deccal, Yecüc ve Mecüc gibi
ahir zaman konularındaki bilgilerini ve yorumlarını da kurumunuz aracılığıyla kamuoyu
ile paylaşmaktadır. Buna karşılık müvekkil Adnan Oktar’a göre, Sayın Dilipak’ın
ilgili yazıları ve açıklamaları özellikle Hz. Mehdinin ve Hz. İsa (as)’ın ahir
zamanda dünyaya gelişleri hakkında “uçuk” ve “yanıltıcı” olarak
tanımlanabilecek, yani kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek görüşler
içermektedir. Bu nedenle müvekkil Adnan Oktar’ın talebi ve fikirleri
doğrultusunda bu bilgilendirme yazısını değerli kurumunuza sunuyorum.
Sayın Dilipak’ın bazı
görüşleri hadislere ve ayetlere uygunken, bazıları ise akla, mantığa,
Peygamberimizin hadislerine ve büyük İslam alimlerinin görüşlerine açıkça
aykırılık teşkil etmektedir. Sayın Dilipak’ın böyle bir hataya düşmesinin
bir nedeni kendisi dışındaki insanları “çok cahil” veya “kandırılmaya müsait” saymasıdır.
Ve hatta, insanların ahir zaman alametlerine ve şahsiyetlerine karşı
inançlarını zayıflatmak için akıl ve mantık dışı iddiaları özellikle anlattığı
izlenimi oluşturmaktadır. Şöyle ki;
Sayın Dilipak, Mehdi ve
Mesih’in gelişi konularının daha çok İslam alemini karıştırmayı amaçlayan,
Allah’ı haşa kıyamete zorlayıp dünyayı ele geçirmek isteyen bazı Hristiyan/Yahudi
gruplar ve kurumlar aracılığıyla üretilip yaşatıldığına inanmaktadır. Mehdi ve
Mesih’in geleceğini haber veren Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerine ve İslami
kaynaklara itibar etmiyor izlenimi vermektedir.
Ayrıca belli ki, bu
konuların başta Müslümanlar olmak üzere insanlığın genelini uyutmak, oyalamak
ve pasifize etmek amacıyla da kullanıldıklarını düşünmektedir. Böyle düşünmesi
nedeniyle her fırsatta insanları sahte Mesih ve Mehdilere karşı dikkatli olmaya
çağırmaktadır. Şeytani yapılanmaların sahte Mesih ve Mehdileri toplumlara kabul
ettirebilmek için uygulayacaklarını düşündüğü metotları dile getirmektedir. İşte
bu noktada da Sayın Dilipak’ın uçuk fikirlerinden bazıları karşımıza
çıkmaktadır.
Mesela bunlardan birinde,
“Kıyameti Beklerken!” başlıklı yazısında, şeytani güçlerin insanları
aldatmak için “Deepfake” adı verilen teknolojiyle, artırılmış sanal gerçeklikle
gökten üç boyutlu görüntüler eşliğinde yapay Mehdi indirebileceklerini ileri
sürmüştür. İnsanlığı buna karşı hazır ve dikkatli olmaya çağırmıştır. Herkese
cahilliği bırakmayı öğütlemiştir. Sayın Dilipak’ın böylesine uçuk bir
teoriden hareketle insanlığı uyandırmaya çalışması yukarıda da işaret ettiğimiz
gibi kendisi dışındaki insanları “cahil” ve “her şeye inanan saf kişiler”
olarak görmesinden kaynaklanmaktadır.
Anlaşılan o ki Sayın
Dilipak, başta gençler olmak üzere birçok insanın defalarca duyduğu “Deepfake”
benzeri teknolojilerden, insanların özel günlerde birçok kez izledikleri ışık
gösterilerinin geldiği seviyeden pek kimsenin haberi olmadığını sanmaktadır. Bu
nedenle insanların gökten çeşitli teknolojilerin yardımıyla yapay Mehdi
indirilmesi olayına hemen aldanacaklarını ve indirilen sahte elçiye tabi
olacaklarını zannetme hatasına düşmektedir. Ayrıca son derece sinsi ve zeki
olduklarını ileri sürdüğü şeytani yapılanmaların, Yüce Allah’ın elçilerini
göndermesindeki adetullahına tamamen zıt ve daha ilk bakışta Hollywood filmi
senaryosu gibi duracak bir yöntemi insanları kandırmak için uygulayacaklarını
varsayarak bir anlamda kendisiyle çelişmektedir. Tarih boyunca peygamberler dahi gökten bir
anda inerek gelmemişlerdir.
Burada belirtilmesi
gereken bir diğer husus ise, tarihin hiçbir döneminde çeşitli güçlerin bir
araya gelerek insanların karşısına yapay-sahte bir mehdi çıkarmaya çalışmamış
olmasıdır. Ortaya çıkmış tüm sahte mehdiler bireysel hareket eden, çoğu da
meczup kimselerdir. Etkileri yerel düzeyde kalmış, uluslararası çapta ilgi
görmemişlerdir. İktidarlar veya dini kurumlar tarafından desteklenmedikleri
için zamanla etkilerini yitirmişlerdir. Dolayısıyla ne Hristiyanlar, ne Yahudiler
ne de Müslümanlar Sayın Dilipak’ın ilginç teorilerinin dikkate alınmasını
gerektirecek benzeri bir girişimde bulunmamışlardır. Dileselerdi
peygamberimizin vefatından sonra her dönem yapabilecekleri böyle bir
sahtekarlığa hiçbir zaman kalkışmamışlardır. Çünkü aslında tüm dinlerdeki
inananlar gerçek Mehdiyi heyecanla bekleyen insanlardır ve alametlerinden
gerçek Mehdi ile sahte Mehdi’yi ayırt edebilecek bilgi ve zekaya sahiptirler.
Tüm bunların yanı sıra
Sayın Abdurrahman Dilipak’ın konunun özüne dikkatini veremediği de
belirtilmelidir. Nitekim Sayın Dilipak tüm olaylar açısından Allah’ın gücünü
ve yarattığı kaderdeki kusursuzluğu unutmuş gibi gözükmektedir. Kendi teorilerini
ortaya koyma biçimine bakılırsa, Sayın Dilipak’ın tüm açıklamalarını,
uyarılarını ve tavsiyelerini sanki kötülerin Allah’tan müstakil güçleri
varmışçasına, kurdukları tuzaklar da Allah’ın bilgisi ve izni dahilinde
değilmişçesine yaptığını görmekteyiz.
Bu durum kendisinin, dünyanın
ve insanların geleceği hakkında sürekli endişe içinde olduğuna bir delildir.
Sahte Mehdilerin ve Mesihlerin ortaya çıkarılmasından, insanların onlara
aldanmalarından, İslam’ın yeryüzünden silinmesinden, şeytani güçlerin her şeyin
yapısını ve düzenini değiştirmelerinden, dünyanın savaşlarla ve karışıklıklarla
yerle bir edilmesinden korktuğu anlaşılmaktadır. Halbuki ortada endişe
edilecek, korkulacak bir durum yoktur. Çünkü Allah hiçbir canlıya asla
zulmetmez ve inananların yardımcısıdır. Her şey Allah’ın dilemesiyle
gerçekleşmektedir. Kötülerin tuzaklarını ve etkilerini yaratan, bunları bozacak
olan Allah’tır. Allah herkese yaptıklarının karşılığını tam verir ve dünyada
her ne olursa olsun zafer mutlaka iman edenlerin olacaktır. Tüm olaylar
yaşanırken iman eden bir kimsenin yapması gereken şey, sabretmek, tevekkül
etmek ve İslam’ı yaymak için var gücüyle çalışmaktır. Başarıyı Allah
verecektir.
Sayın Dilipak’ın “Sünnilerin
Mehdisini Şialar kabul etmez, Şialarınkini Sünniler kabul etmez. Bu yüzden
büyük tartışmalar çıkacaktır.” şeklindeki endişeleri de yersizdir. Yaşanan ve
yaşanacak olaylar gerçek Mehdi üzerinde tartışma imkanı bırakmayacaktır. İnsanlar karşılaştıkları kişinin gerçek
Mehdi olduğuna vicdanen kanaat getireceklerdir. İsmini koymasalar bile,
adaletine, sevgisine, söylediklerine güvenebilecekleri bir kişi olduğunu açıkça
görecekler, anlayacaklardır.
Ayrıca tarih boyunca
Allah’ın diğer elçileri de insanların tartışmaları veya oylamaları sonucunda
göreve gelmemiş, başarılı olmamış, benimsenmemiştir. İnsanların kalpleri
Allah’ın kontrolündedir. Mehdi geldiğinde geçmişiyle, faaliyetleriyle ve
ahlakıyla sahte olanlarından Allah’ın dilemesiyle hemen ayırt edilebilecek ve
ahir zamana has bir özellik olarak insanların geneli tarafından sevilecek,
kabul görecektir.
Son olarak belirtmemiz
gerekirse, Mehdinin zuhurundan önce yaşanacak olaylarla ilgili hadislerin
güvenilirliği, bu olayların gerçekleşmesiyle teyit edilmiş olur. Sayın Dilipak
dahil her insan hadis kaynaklarını değerlendirirken bu kıstası göz önünde bulundurmalıdır.
Biz de bu kıstas üzerinden değerlendirme yaparsak, söz konusu hadislerin
neredeyse tamamının gerçekleştiği, yani dünyadaki tüm felaketlerin,
karışıklıkların, kötülüklerin son bulmasına vesile olacak Mehdinin zuhurunun
çok yakınlaştığı apaçık bir gerçek olarak karşımıza çıkacaktır.
Ekte gerçekleşmiş olan bu hadislerin ve
ilgili olayların anlatıldığı bölüm yer almaktadır. 27.11.2023
Saygılarımızla bilginize bilvekale
sunarız.
Adnan OKTAR Vekili
Av. Mert YETİŞİR
EK: AHİR ZAMANDA YAŞANDIĞINI, MEHDİNİN GELİŞİNİN
YAKLAŞTIĞINI GÖSTEREN HADİSLER:
1)
1979- Mehdi
(as)’ın gelişinden önce doğu tarafından bir ateşin görülmesi:
Doğudan üç veya yedi gün ardı ardına büyük bir
ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın
aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir
dille nida edilecek. (Kıyamet
Alametleri, Berzenci, s. 166)
15 Kasım 1979 yılında Romanya'nın Köstence
Limanı'na 96 bin ton ham petrol taşıyan Independenta tankeri, İstanbul
Boğazı'ndan geçişi sırasında, Haydarpaşa açıklarında Yunan gemisi Evriali ile
çarpıştı:
2) 1979- Afganistan’ın işgali:
TALİKAN'A
(AFGANİSTAN'A) YAZIK OLDU. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş
olmayan hazineleri vardır... (Kitab-ül
Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
3) 1979- Kabe baskını ve Kabe’de kan akıtılması:
Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkacağı yıl,
insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte
Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, KÖPEKLER GİBİ
BİRBİRİNE SALDIRACAK, HACILAR SOYULACAK, kanlar Akabe Cemresinin üzerine
akacak." (Kıyamet
Alametleri, s. 168-169)
4) 1980- İran Irak Savaşı:
Faris
yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz
fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç
kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin,
ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar Mutıka çıkacaklar, Müslümanlar
oradan aşağı yazıya inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir
simsiyah olan nehrin kenarında duracaklar... ARALARINDA SAVAŞ OLACAK: Her iki
ordudan, Allah, zaferi kaldıracak... (Kıyamet
Alametleri, El Berzenci, s. 179)
5)
1981- Şam ve
Mısır Meliklerinin Öldürülmesi:
Ondan önce ŞAM VE MISIR MELİKLERİ
ÖLDÜRÜLECEKTİR... (El-Kavlu'l
Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
6)
Ramazan
Ayında Güneş ve Ay Tutulması:
...
Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il
Ahir Zaman, s. 38)
7) 1986- Halley kuyruklu yıldızının doğumu:
Hz.
Mehdi (as)'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan KUYRUKLU BİR YILDIZ
DOĞACAKTIR. (Kıyamet
Alametleri, s. 200)
8)
1990-
Azerbaycan’ın işgali:
AZERBAYCAN'DAN
MUTLAKA BİR ATEŞ ÇIKACAKTIR. VE HİÇBİR ŞEY ONUN KARŞISINDA DURAMAYACAK. BÖYLE
BİR ŞEY OLUNCA EVİNİZDE OTURUN...
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 311)
9)
2001- Tozlu
dumanlı bir fitne:
Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek,
bunu diğerleri takip edecek. (Kitab-ül
Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
New
York’ta İkiz Kuleler’e saldırı:
10)
2003- Bir
ordunun kaybolması:
BİR ORDU SAVAŞ İÇİN GELİR, ÇÖLE GİRDİĞİNDE BAŞ
VE SONUNDAKİLERİ BATAR, ortadakiler de kurtulmaz. (Hanbel, Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud'dan;
Geleceğin Tarihi 4, s.30)
11)
2003-
Bağdat’ın alevlerle yok edilmesi:
Ahir zamanda BAĞDAT ALEVLERLE YOK EDİLİR... (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf.177)
12)
2006-
Kufe’de çatışmalar olması, Kufe Mescidi’nin kubbesinin ve duvarının yıkılması:
Ona, "(Hz. Mehdi (as)) ne zaman
çıkacak?" diye sordum. O dedi ki: "Irak'ın Anbar ilinde, Fırat ile
Şiraz ve Dicle kıyısında ordular gördüğünde, KUFE'NİN KUBBESİ YIKILDIĞINDA,
KUFE'DE BAZI EVLER YANDIĞINDA, TÜM BUNLARI GÖRDÜĞÜN ZAMAN ALLAH DİLEĞİNİ
HAKİKATEN GERÇEKLEŞTİRECEKTİR, hiç kimse Allah'ın emrini engelleyemez ve hiç
kimse onun hükmünü değiştiremez."
(Falahi Ssa'il: 199; ve El-Misbaah: 51 ve El-Baladul Amin: 35)
13)
2009- Lulin
kuyruklu yıldızının çıkışı:
“Vaad edilen Mehdi’nin zuhur mukaddimeleri
olan Abbasi Melik Horasan’a vardığı zaman, şark tarafında iki dişli münevver
bir boynuz çıkar. Onun her günkü irtifi (geçiş yönü) ise, meşrikten (doğudan)
mağribedir (batıyadır)…:” (İmam-ı
Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1184)
Lulin kuyruklu yıldızı diğer kuyruklu
yıldızlardan farklı olarak ilerleme yönünde de bir kuyruğa sahiptir. Yani bir
boynuzu andıran görüntüdedir. Diğer taraftan batıdan doğuya değil doğudan
batıya hareket etmiştir.
14)
2009- Uzayda
insan eline benzer görüntü oluşması:
... İşte o zaman (Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru
zamanında) SEMADAN KENDİNİ BELLİ EDEN BİR EL GÖRÜNÜR... (Celalettin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler,
Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, s. 51)
15)
2010-
Mekke’nin tünellerle delinmesi ve saat kulesi:
MEKKE DAĞLARINI DELİNMİŞ, (tüneller inşa
edilmiş), BİNALARI DAĞLARA ERİŞMİŞ, SAATİN GÖLGESİNİ İNANANLARIN ÜZERİNE DÜŞMÜŞ
GÖRDÜĞÜNDE VAKİT (Mehdi’nin çıkış vakti) gelmiştir. (Suyuti) (İbn Abi Şeyfah – El- Muşannef –
Hadis 124) (El Ezraki – Kitab-ı Akbar Mekka – Hadis 1724)
16)
2011/2023:
Şam’da fitneler görülmesi:
ŞAM'DA FİTNELER BİR TARAFTAN SAKİNLEŞTİKÇE,
DİĞER BİR TARAFTAN ALEVLENİR. Gökten çağırıcı bir münadi "Mehdi
emirinizdir. Mehdi Halifenizdir (manevi lideriniz)" demedikçe de fitneler
bitmez. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
Müminleri Emiri Ali şöyle buyurmuştur:
"SARI BAYRAKLILARIN KIRMIZI MADDELERLE ŞAM'A GİRDİKLERİ ZAMAN ADINA
HARESTA DEDİKLERİ ŞAM KÖYLERİNDEN BİRİNİN YERİN DİBİNE GEÇİŞ OLAYINI BEKLEYİN.
Sonra ciğer yiyenin oğlunu (Süfyani'yi) bekleyiniz." (Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi, cilt 3, s. 86
ve İkdud Durer, s. 54 ve Gaybet-i Tusi, s. 461 ve Bihar-ül Envar, cilt 52, s.
216)
17)
2011-
Mısır’da kılıçlı saldırılar:
İbni Ebi Şeybe, Ebi Celd'den tahric etti, O
dedi ki: "Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder, ve BİRİNCİLER
SONUNCULARIN KILIÇLA ÇATIŞMAYA DÖNÜŞÜNÜ KAMÇILAR, ve bundan sonra bütün
haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en
hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir." (Kitabül Burhan fi Alametil Mehdiyyil
Muntazar, s.26)
18)
2014-
Irak’ın üçe bölünmesi:
..Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. Ve
Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. ŞAM YENİDEN
YAPILANIR, IRAK DA YENİDEN YAPILANIR.
(Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul
efal, cilt5, s. 254)
19)
2014/2022-
Güneş’te yüze benzer görüntülerin oluşması:
İNSANLARIN GÖZÜ ÖNÜNDE GÜNEŞ’TE BİR YÜZ
BELİRİR. (Kitab-ül İrşad, Şeyh El Müfid s.
541-542)
20)
2015-
Jüpiter ve Venüs’ün “Bethlehem yıldızı” adı verilen parlak ışığı oluşturmaları:
Doğu'dan bir yıldız (Bethlehem Yıldızı) doğar
ve Ay’ın ışık verdiği gibi ışık verir. Daha sonra iki ucu neredeyse
birleşinceye kadar sarkar. Gökte bir renk oluşur ve ışık her iki ufkuna da
yayılır. (Kitabü-l Fiten)
21)
2020- Korona
salgını:
İmam Ali (ra) şöyle buyurdu: Ey insanlar
dikkat edin! DOĞUDAN AYAĞINI KALDIRAN BİR FİTNEDEN ÖNCE ÖNCE BANA
SORACAKLARINIZI SORUN. O FİTNE, AĞZI VE BURNU SARMASIYLA EZER. BİRÇOK ÖLÜMDEN
SONRA HAYATTA KALANLAR OLUR. BU FİTNENİN YOĞUN ATEŞİ BATIYI TEHDİT EDER…
(Bihar’ül Envar 53/82)
22)
2020- Korona
salgınında haccın yasaklanması, camilerin kapatılması:
İmam
Ali şöyle buyurdu: Dikkat edin! Mehdi’nin çıkışının alametleri vardır…
CAMİLERİN KAPATILMASI, HACCIN DURMASI, YERE BATMA … (Bihar’ül Envar,
36/454)
23)
2020- NEOWISE
KUYRUKLU YILDIZININ 6766 YIL SONRA DÜNYADAN TEKRAR GEÇMESİ:
O
YILDIZIN DOĞMASI, GÜNEŞ VE AY TUTULMASINDAN SONRA OLACAKTIR. “ (Kitab-ull
Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)
24)
2023-
Çöllerin yeşermesi:
ARABİSTAN'DA
DA NEHİRLER VE BAHÇELER OLUŞMADIKÇA kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/22, hadis no:
8819)
25)
DEPREMLERİN
ARTMASI, ŞEHİRLERİN YIKILMASI:
BÜYÜK ŞEHİRLER DÜN SANKİ YOKMUŞ GİBİ HELAK
OLUR. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil
Ahir Zaman, s. 38)
"ÜMMETİMDE ZELZELELER OLUR. ÖYLE Kİ, BU
ZELZELELERDE ON BİN, YİRMİ BİN, OTUZ BİN KİŞİ ÖLÜR. ALLAH, BU ÖLÜMÜ MUTTAKİLERE
ÖĞÜT, MÜMİNLERE RAHMET, KAFİRLERE İSE AZAP KILAR." (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan
Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)
26)
Yer çökmelerinin
yaşanması:
(Kıyamet)
alametlerinin İLKİ YER ÇÖKMELERİDİR. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret
ve Ahirzaman Alametleri, s.518)
27)
Kasırgaların
artması:
Kıyametten
önce on alamet görmeden o, kopmayacaktır. Onuncusu, İNSANLARI DENİZE ATACAK
OLAN KASIRGA. (Kıyamet
Alametleri, s.288)
28)
Kuraklığın
artması, kıtlık yaşanması:
Deccal'in çıkmasından önce GÖKYÜZÜ ÜÇ SENE
YAĞMURUNU TUTAR. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte
ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda GÖKYÜZÜ
NORMAL YAĞMURUNUN ÜÇTE İKİSİNİ YAĞDIRMAZ. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini
bitirmez. Üçüncü yılda ise GÖKYÜZÜ YAĞMURUNUN TAMAMINI KESER, YERYÜZÜ DE
BİTKİSİNDEN HİÇBİRİNİ BİTİRMEZ. (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin
Tarihi 3, s.241)
29)
Ekonomik
krizler:
FAKİRLER ÇOĞALACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri,
s. 455)
AÇLIK VE HAYAT PAHALILIĞI ALABİLDİĞİNE
YAYILACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman
Alametleri, s. 440)
30)
Kuran-ı
Kerim’in terk edilmesi:
İnsanlara bir zaman gelir ki KURAN-I KERİM BİR
VADİDE, İNSANLAR BAŞKA BİR VADİDE OLURLAR. (Hakim,
Tirmizi; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s.25)
31)
Cinsi
sapkınlıklar yayılacak:
ERKEKLER KADINLARA BENZEYECEK, KADINLAR
ERKEKLERE BENZEYECEK.
(Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451)