BASIN-YAYIN ARAÇLARI VE SOSYAL MEDYADA MÜVEKKİL ADNAN OKTAR ALEYHİNDE ÇIKAN ASILSIZ İDDİALARA TEKZİP – 1
Müvekkil
Adnan Oktar ve arkadaşları aleyhinde son haftalarda, adeta birileri tarafından
düğmeye basılmış gibi basında ve sosyal medyada görülmemiş bir linç, karalama
ve iftira kampanyası başlatılmıştır.
Müvekkilin,
Darwinist ve materyalist felsefeye karşı on yıllarca sürdürdüğü etkin
çalışmalar nedeniyle kendisine karşı öfke besleyen sol kesimden bazı çevreler
de bu iftira ve linç kampanyasında başrolde yer almıştır. Tüm dünya görüşlerini
dayandırdıkları felsefenin bilimsel yöntemlerle çürütülmesi, bunun karşısında
bir Yaratıcının varlığının yine akılcı, hurafelerden uzak, bilimsel izahlarla
gösterilmesi, bu çevrelerin müvekkile karşı husumet duyguları beslemelerine sebep
olmuştur.
Dava
dosyası halen Yargıtay’da temyiz aşamasındadır. Suç ve suç delilleri açısından
bomboş olan, yüzlerce hukuksuzluğun yer aldığı 5 yıllık bir yargılama süreci
yaşayan dosyanın Yargıtay tarafından bozulacağına kesin gözüyle bakan husumetli
çevreler, kendilerince yargıyı etkilemek için bir anda harekete geçmişlerdir.
Müvekkil
ve arkadaşlarına isnat edilen suçlara dair somut deliller olsaydı ve bu aşamaya
kadar adil ve hukuka uygun bir yargılama ile gelinseydi, verilen binlerce
yıllık cezaların onanacağına kesin emin olan husumetli çevreler, her gün
müvekkil ve arkadaşlarına çeşitli mecralarda saldırmaya devam etmezlerdi.
Amaçları,
her ne yöntemle olursa olsun, müvekkil ve arkadaşlarını imha etmek, müvekkilin
fikri çalışmalarına ket vurmak olduğu açıkça görülen söz konusu çevreler,
hukuku, adaleti engellemek için ellerinden gelen her türlü kirli yönteme
başvurmaktadırlar.
Furkan
Sezer’in, müvekkil ve arkadaşlarının bir sevgi grubu olduğuna ve suç olmadığına
dair itirafı:
2018
yılındaki polis operasyonunu yürüten Mali Şube eski müdürü Furkan Sezer de,
aslında ortada bir suç örgütü ve suç olmadığını satır aralarında itiraf etmiştir.
Furkan
Sezer, SZC TV’de katıldığı İpek Özbey’in programında; Adnan Oktar tahliye
olduğunda, “24 saat içinde eskisinden daha da güçlü olur, cezaevindeki ve
dışarıdaki arkadaşları ve hatta müştekiler tekrar yanına gider” demiştir.
Bu sözler operasyonun başındaki kişinin ve hatta sözde müştekilerin dahi suç
örgütü iddiasına inanmadıklarını göstermektedir.
Eğer
müvekkil ve arkadaşları gerçekten silahlı, suç işlemek için bir araya gelmiş
tehlikeli kişiler olsalardı; çevresindeki herkesin şu anki ortamda dağılıp
gitmesi beklenirdi.
Suç
örgütü demek çıkar amaçlı, kişisel ve örgütsel menfaatler için bir araya gelmiş
insanların oluşturduğu bir örgüttür. Suç örgütüne üye kişiler kendilerine
menfaat sağlamak için suça ortak olurlar. Menfaatleri bittiğinde de, özellikle
de devletin güvencesi de varsa, bu örgütü bırakmaları beklenir.
Oysa
Furkan Sezer, tam aksine, müştekilerin dahi koşarak 24 saat içinde müvekkilin
yanına geleceklerini belirtmiştir. Bunun nedeni, müvekkilin her zaman
vurguladığı gibi, bu camianın bir suç örgütü değil, birbirini çok seven, aynı
dünya görüşünü benimseyen, çok yakın dostlar olmalarıdır.
Hem
iddianamede hem de basında sürekli olarak camiadaki kadınların baskı ve eziyet
gördükleri, müşteki olan kadınların cinsel tacize maruz kaldıkları iddia
edilmektedir. Müvekkil cezaevindedir ve on bin yıla yakın ceza almıştır. Buna
rağmen bu hanımların, - hatta cezaevinde kalmayı göze alarak, etkin pişman veya
müşteki olmayı kabul etmeyen bu hanımların -
müvekkil tahliye olduğunda yine onunla arkadaşlıklarına devam
edeceklerini söylemek, bu hanımların hiçbir zaman şiddet, baskı, cinsel tacize
maruz kalmadıklarını, camiada bulunmaktan, müvekkille arkadaş olmaktan memnun
olduklarını göstermektedir.
Dosyada
suç olmadğına dair sadece sanıklar ve müdafiileri değil, Türkiye’de
“duayen” olarak ortak kabul gören çok saygın hukuk profesörleri de müvekkil ve
arkadaşlarının benzer bir dünya görüşünü savunan bir arkadaş grubu, bir sivil
toplum kuruluşu olduğu konusunda hemfikirdir ve bu yönde dosyada bilimsel
mütalaaları yer almaktadır. Aynı hocaların başka “medyatik” davalarda
vermiş oldukları mütalaalar büyük itibar görüp basında büyük yankıyla
sergilenirken, müvekkil ve arkadaşları hakkında suçsuz olduklarına dair dosyaya
sundukları bilimsel mütalaaların gündeme getirilmemesi samimiyetsiz bir
yaklaşımdır.
Kamuoyunun
bilgilerine saygılarımla bilvekale sunarım. 25.1.2023
Adnan
Oktar Vekili
Av. Mert
Yetişir