Müvekkil Adnan Oktar’ın yargılanmakta olduğu dava dosyasını 1 yılı aşkın bir süre boyunca detaylı olarak inceleyen İstinaf Mahkemesi'nin 400 sayfalık gerekçeleriyle açıkladığı esastan bozma kararıyla kendisinin ve arkadaşlarının suçsuz oldukları hukuken ortaya çıkmıştır. Bu karar, davanın bir kumpas davası olduğunu tüm kanıtlarıyla belgelemiştir. Bu karar neticesinde dosyanın beraate gittiği ve tüm yargılananların tahliye edilmesinin şart olduğu görülmüştür. Bu durum karşısında telaşa kapılan kumpasçılar tarafından birtakım yeni hukuk dışı girişimlerin organize edildiği duyumları bulunmaktadır.

Konuyla İlgili Olarak Müvekkil Adnan Oktar’ın Görüşleri Şöyledir:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin yerel mahkemenin vermiş olduğu ceza kararını 750 ayrı usul ve esasa aykırı yön tespit ederek bozmuş olması dev bir kumpas davasının çöküşü olarak kayda geçmiştir. Bugüne kadar müvekkili hedef alan çok sayıda komplo organize eden odaklar bu defa da dosyanın hak ettiği gibi beraat ile neticelenmesine engel olabilmek için yeni hukuk dışı yöntemleri devreye sokma hazırlığı içindedir.

Bununla birlikte kumpasçılar, medyadaki işbirlikçileri vasıtasıyla müvekkil ve arkadaşları aleyhinde kamuoyunda suni bir infial ve ajitasyon meydana getirmeyi, bunu da siyasetçiler ve yargılamayı yürütecek mahkeme heyeti üzerinde baskı aracı olarak kullanmayı hedeflemektedir.

Bu yeni kumpas kapsamında,

·          Düzenlenecek bir operasyon esnasında müvekkilin arkadaşlarının evlerine ve bilgisayarlarına düzmece belgeler, dosyalar, el yazısı notlar, ekran görüntüleri, vb. sahte deliller yerleştirilmesi;

·          Ardından bunların sanki müvekkil ve arkadaşları tarafından hazırlanmış gibi gösterilerek hem dava dosyasına eklenmesi hem de basına servis edilmesi;

·          İnternete gayrı ahlaki, uygunsuz içerikler yükleyip, sahte hesaplar üzerinden sahte paylaşımlarla müvekkil ve arkadaşları hakında (güya) bu uygunsuz şeyleri savunuyorlarmış imajı verilmesi,

·          Yeni sahte itirafçılar çıkartarak akla hayale gelmeyecek suç isnatları ve iftiraların ortaya atılması,

·          O kadar operasyon yapıldı, bunca yıldır da cezaevinde tutuluyorlar eğer yargılama sonunda beraat kararı verilirse suçsuz oldukları anlaşılır, o zaman da 'neden bunca zaman içeride tuttunuz' diye sorulur” şeklinde akla, vicdana ve ahlaka sığmayan bir mantıkla hareket ederek ufak da olsa bir ceza verebilmek amacıyla, dava dosyasına kenardan köşeden yeni uydurma suç isnatları eklenmesi

ve bunlara benzer çeşitli planlar yapılıyor olması muhtemeldir.

Nitekim, İstinaf Mahkemesi'nin tahliye kararından sonra;

– Tahliyelerin güya "İsrail Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’a -Sn. Cumhurbaşkanımızı tenzih ederiz- verdiği talimat sebebiyle yapıldığı" çirkin iftirasını dahi atabilen çok sayıda haberin yayınlanması,

– Bazı gazeteciler tarafından, hükümet yetkililerini kamuoyu önünde -kendilerince- sıkıştırıp onlara baskı yapmak için, toplumu ajite edecek ifadeler kullanılarak sorular yöneltilmesi

gibi çeşitli olaylar da bu bakımdan dikkat çekicidir.

Bu ve benzeri örnekler, müvekkil Adnan Oktar’ın, dürüst ve vicdanlı gazetcileri tenzih etmekle birlikte, “basın içerisinde kumpas ve komploları desteklemeye hazır durumda, adeta bir loca gibi faaliyet gösteren fırsatçı bir yapılanmanın olduğu” tespitini de doğrulamaktadır.

Bu çirkin girişimlerden en dikkat çekici olanı ise, TV NET isimli televiyon kanalında yayınlanan NET Bakış isimli programda, konunun müvekkil ya da arkadaşlarıyla herhangi bağlantısı olmamasına rağmen, gazeteci Nedim Şener’in, İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu’yu -kendince köşeye sıkıştırıp kamuoyu karşısında zor durumda bırakmak amacıyla- İstinaf'ın verdiği Esastan Bozma kararına karşı aleyhte bir yorum yapmaya zorlamış olmasıdır.

·          Bu yöntemle, Sn. İçişleri Bakanı'nın kamuoyu önünde zor durumda kalacağı ve kumpasçıların istediği tarzda “Yargı etkileyecek” bir açıklama yapacağı düşünülmüştür.

·          Ancak, Sn. Süleyman Soylu, kendisine kurulan tuzağı fark ederek bu oyununa gelmemiş ve “dosyanın henüz kapanmadığı, hukuka güvenilmesi gerektiği ve adalet mekanizmasının işleyeceğini” belirtmiştir

·          Bunun üzerine beklediği cevabı alamayan Nedim Şener, bu kez, toplumu ajite edecek ve Sn. Bakanı da zor durumda bırakıp rencide edecek bir üslup kullanarak (güya) taciz edilen yaşı küçük çocuklar olduğu iftirasına sarılmıştır.    

Sn. Nedim Şener’in soruyu kademeli şekilde sorması, aldığı cevabı beğenmeyince de konuyu izleyicide ajtasyon meydana getirecek bir üslupla dramatize ederek Sayın Bakanı zor durumda bırakmayı hedeflemesi, tüm bunların önceden hazırlanılmış özel ve planlı bir mizansen olduğu izlenimini vermektedir.   

Müvekkil Adnan Oktar’ın, elbette ki Nedim Şener’in ya da benzer algı yöntemlerine başvuran başka gazetecilerin, kumpasçıların elemanı oldukları ya da onların kontrolünde hareket ettikleri şeklinde bir iddiası bulunmamaktadır. Ancak, müvekkil ve arkadaşları aleyhinde, asılsız itham ve karalama içerikli yazılar yazmayı alışkanlık haline getirmiş bazı gazetecilerin, müvekkil ve arkadaşlarına kurulan kumpası gayet iyi bilmelerine rağmen ısrarla, tek bir yerden dikte edildiği görünümü taşıyan aynı, gerçek dışı iddiaları dile getirmeleri, bu gazetecilerin farkında olmadan da olsa bazı odaklar tarafından kullanıldıkları imajını vermektedir.

Sonuç olarak;

Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına kumpas hazırlayanların, özellikle İstinaf Mahkemesi tarafından verilen esastan bozma kararının ardından dosyanın beraate doğru gittiğini gördükleri için paniğe kapıldıkları görülmektedir. Bu panikle her zaman yaptıkları gibi yeni kumpas ve komplolar kurma girişiminde bulunacakları da açıktır.

Yargılamayı yürütecek Sayın Mahkeme Heyeti üzerinde baskı kurma girişimlerine son verilmesi, bir kısım gazeteciler eliyle yürütülen hukuksuzlukların son bulması ve adil bir yargılamanın tahsis edilebilmesi amacıyla gerekli hukuki başvurular yapılmıştır.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız.

 

Av. Dilara Nur Çiçek  

 

 

Bu duyuru Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TBMM Başkanlığı, Yüksek Yargı Kurumları, Basın ve diğer ilgili yerler olmak üzere toplam 2000 adrese gönderilmiştir


Daha yeni Daha eski