YARGITAY (İLGİLİ) CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere,
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE
DOSYA
NO : 2023/310 E., 2023/494 K.
SUNAN : Adnan OKTAR
MÜDAFİ :
Av. Mert YETİŞİR
KONU : Müvekkilin Filistin-İsrail
çatışmasına yönelik görüşlerinin sosyal medya ve basında çarpıtılarak
kullanılması ve bu konudaki görüşlerinin kasıtlı olarak gizlenmesi üzerine
müvekkilin açıklamalarıdır.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil
Adnan Oktar’ın İsrail’den gelen konukları ile yaptığı görüşmeler ve Filistin
sorunu ile ilgili yaptığı bazı açıklamalar husumetli bazı çevreler tarafından
çarpıtılarak kullanılmaya çalışılmaktadır.
İsrail
ve Gazze arasında 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan savaş ve İsrail’in Gazze’ye
yönelik kesintisiz saldırı üzerine müvekkil ve arkadaşlarına yönelik yeni bir
karalama ve iftira kampanyası başlamıştır. Müvekkilin 2014 yılında yaptığı bir
konuşmanın bir kısmı kullanılmak suretiyle bu kampanyanın odağına konmuştur.
Oysa kasıtlı olarak kamuoyundan gizlenen konuşmanın son kısımda müvekkil
bölgedeki mevcut gelişmeleri değerlendirmekte ve nelere yol açtığını şöyle
açıklamaktadır:
“Olaylardan
ZARAR GÖRENLERİN SADECE HER İKİ
TARAFTAKİ MASUM GARİBAN İNSANLAR oldukları”
“Yıllar
içerisinde Hamas’ın roket saldırıları ve ardın başlayan İsrail misillemeleri
neticesinde canını kurtarma derdine düşen pek çok FİLİSTİNLİNİN TOPRAKLARINI TERK ETMEK ZORUNDA KALDIKLARI”
“Zaman
içerisinde FİLİSTİN TOPRAKLARININ BU
SAYEDE PLANLI BİR ŞEKİLDE GİTGİDE KÜÇÜLTÜLDÜĞÜ ve Filistin Halkının da
adeta çöle serpiştirilmiş kum tanecikleri haline geldikleri…”
Görüldüğü
gibi bu konuşmada iddia edildiği bir taktik veya yönlendirme değil, yapılan
zulmün arka planı deşifre edilmektedir. Yaşananların olumlu karşılanması veya
teşvik edilmesi değil, tam aksine eleştirisi ve çözüm önerileri mevcuttur.
Müvekkilin
Filistin sorunun dünyaya duyurulması ve adil bir çözüme kavuşması için
yaptıkları ortada iken böyle anlamından koparılarak basına servis edilen bu
provokatif çalışma sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Aşağıda
18 Şubat 2018 tarihinde “Filistin
topraklarında yaşanan zulüm” üzerine müvekkilin yayınlanan makalesi bunun
örneklerinden biridir:
“Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca
tüm dünya İsrail yönetiminin savunmasız Filistin
halkına karşı yürüttüğü İNSANLIK DIŞI KATLİAMI konuştu. Gazetelerde,
televizyonlarda, siyasi çevrelerde yıllardır devam eden bu çatışmanın nedenleri
tartışıldı ve herkes kendi değerlendirmeleri ışığında çözümler üretti.
Özellikle de İsrail devletinin
Filistin halkına karşı gerçek mermilerle, daha sonra da füzelerle, tankla ve
ağır silahlarla SALDIRMASI Müslüman ülkeler başta olmak üzere tüm
dünyada çok büyük bir tepkiyle karşılandı. Henüz
çocuk yaştaki gençlerin İsrail askerleri tarafından büyük bir soğukkanlılıkla,
adeta bir kurşun yağmuruna tutularak KATLEDİLMELERİ tüm dünyada
protestolarla karşılık buldu.”
Müvekkil
yıllardır Filistin’de yaşanan şiddetin bir an önce son bulmasını ve her iki
tarafın da barış içinde yaşayacağı bir çözümü savunmaktadır. Şüphesiz böyle bir
şeyi istemek veya dillendirmek suç değildir.
Bu
yaklaşım Türkiye’de büyük bir kitle tarafından tasvip edilerek savunulmaktadır.
Bunun örneklerinden birisi de TBMM XXV, XXVI ve XXVII. Dönem İstanbul AK Parti milletvekili olan Markar Esayan’dır. Esayan Yeni Şafak Gazetesi’nde
yer alan 19 Kasım 2014 tarihli yazısında Filistin’de şiddet yoluyla bir çözüme
varılamayacağını şöyle anlatmıştır:
“Filistin sorununu çözecek olan sinagog bombalamak ve sivil öldürmenin
doğal bir tepki olduğunu söylemek değil.
Bu tavır Lieberman zihniyetine hayat öpücüğü anlamına geliyor. Batı’ya
dönüp “Bakın gördünüz mü, biz sadece meşru müdafaa halindeyiz” denebiliyor.
Böyle bir işgali ahlaki üstünlük bitirir. Filistin haklıyım diye savaşmak yerine Gandi’nin koca Britanya’yı felce
uğratması gibi ahlaki üstünlük yoluna gitmeli. Bu konuda en büyük yardımı
Türkiye’nin yapması gerekiyor.”
Esayan’ın
görüşleri müvekkilin A9 televizyonunda 21 Temmuz 2015 tarihinde sohbet
programında yaptığı şu açıklama ile birebir paraleldir:
Şu an barış,
kardeşlik olsa iç içe bayram yapacaklar. Akıl almaz bir vahşet var. Her yer
diken üstünde. Her yer harap olma eğiliminde. Peygamberimiz (sav) yüzde yüz
mağlup olacağını bilerek hiçbir zaman için savaşa girmedi, hep barışa,
musalahaya girdi. “Kanımızın sonuna kadar savaşacağız” diyorlar. Sen
savaşmıyorsun, sana bir şey olmuyor!
Çoluk çocuğa oluyor, genç kızlara oluyor. Bir de çok güzel insanlar Filistin
insanları, çocuklar acayip şeker, genç kızlar acayip güzeller. Hep ceset haline
geliyor bu çocuklar. Sonunda da Filistin diye bir şey bırakmayacaklar, görünüş
onu gösteriyor.”
Müvekkil Adnan Oktar yıllardır
gerek sohbet programlarında, gerekse yazdığı eserlerinde Filistin ve İsrail’de
çözümün sevgi olduğunu anlatmakta ve tarafların şiddeti çözüm yolu olarak
görmekten kaçınması gerektiğini söylemektedir. Müvekkile göre bunun yolu da
Türkiye öncülüğünde kurulacak olan Türk-İslam Birliğini kurmaktır.
SONUÇ ve TALEP:
Yukarıda bilgilerinize arz
ettiğimiz konu, hiçbir suç teşkil etmeyen, akılcı ve iyi niyetli herkesin
savunacağı bir fikir ve değerin bile Müvekkile ve arkadaşlarına karşı bir silah
olarak kullanıldığının en önemli örneklerinden birisidir. Dosyamızı incelerken
cinsellik, casusluk, Filistin gibi toplumun sinir uçlarına dokunan konuların
kasıtlı olarak seçildiği ve bunların çarpıtılarak aktarıldığını göz önüne
alarak incelenmesini saygılarımla bilvekale talep ederim. 11.11.2023
Adnan OKTAR Müdafii
Av. Mert YETİŞİR