9 Mayıs 2022 tarihinde AKİT TV’de
yayınlanan Derin Gerçekler isimli programa katılan Sn. Abdurrahman Dilipak, bir
kez daha Sn. Cumhurbaşkanımız ve Müvekkil Adnan Oktar hakkında gerçek dışı
iddia ve yorumlarda bulunmuştur.
Sn. Dilipak’ın Müvekkil ve Cumhurbaşkanı
Sn. Erdoğan hakkında sürekli tekrar eden olumsuz ve gerçek dışı, komplo teorisi
niteliğindeki yorumları hakkında müvekkil Adnan Oktar’ın açıklamaları şöyledir:
Sunucu Bülent Deniz’in, Cumhurbaşkanı Sn.
Erdoğan’ın İslam ülkelerindeki hahamları ağırlamasından bahsetmesinin ardından,
Sn. Abdurrahman Dilipak
“Ve onu getiriyor, Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığında ayin yaptırıyor… Yani, ne açıklanacak ki,
ne Soros’unu açıklayabilirsin bunların, ne iftar sofrasındaki adamı
açıklayabilirsin, ne de İran ve Hamas’a yönelik operasyonları açıklayabilirsin,
ne de İsrail cumhurbaşkanının yanında danışman diye gelen Adnanileri
açıklayabilirsin.” demiştir.
Sn. Abdurrahman Dilipak, uygunsuz bir
üslupla Sn. Cumhurbaşkanımıza yönelik ağır ithamlarda bulunmaktadır. Musevi din
adamlarını Beştepe’de ağırlaması için, hahamlara “ayin yaptırdı” ifadesi çok
yakışıksızdır.
Sn. Dilipak her fırsatta, en ilgisiz konularda
dahi Sn. Cumhurbaşkanımıza ve Müvekkile yönelik hiçbir delile dayanmayan, akıl
ve mantıktan uzak, yersiz iftira ve ithamlara yer vermektedir.
Sn. Dilipak daha önce de Sayın
Cumhurbaşkanımıza yönelik benzer ithamlarda bulunmuş; örneğin İstanbul Bölge
Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin Müvekkil Adnan Oktar’ın yargılanmakta olan
bir kısım arkadaşları hakkında verdiği beraat ve tahliye kararının akabinde;
İsrail’li yetkililerin Sn. Cumhurbaşkanına (Sn Cumhurbaşkanını tenzih
ederiz) talimat verdiklerini ve Müvekkilin arkadaşlarının güya bu şekilde
beraat ettiklerini iddia etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaki
kişinin başka bir ülkeden talimat aldığını iddia etmek son derece pervasızca
söylenmiş bir iftiradır. Ayrıca bu yargıya da yönelik bir baskı, bir
tehdittir. Yargı mensupları bu şekilde, Türkiye Cumhuriyeti’ni zan altından
kurtarmak, başka ülkelerden talimat alan bir devlet iftirasını bertaraf
edebilmek için verdikleri kararı değiştirmeye zorlanmaktadırlar. Elbette
Türk yargısı bu ve benzeri baskılara boyun eğmekten münezzehtir.
Sn. Dilipak, daha önce de, Müvekkilin
elinde bazı video kasetler olduğu iftirasını öne sürmüş ve Sn. Cumhurbaşkanımız
ve hükümet yetkililerinin Müvekkil hakkında bu nedenle olumsuz bir beyanları olmadığını
iddia etmiştir. Bu da en az bir önceki kadar yakışıksız, delilsiz, mesnetsiz
bir iftiradır.
Bugüne kadar Müvekkil Adnan Oktar ve
arkadaş grubuna yönelik iki büyük polis operasyonu olmuş, camiadaki herkesin
evi ve iş yeri defalarca ani polis operasyonları ile aranmıştır. Bir tane bile
bu tür videoya rastlanmamıştır. Nitekim dava dosyasına da giren bu yönde bir
iddia ve video bulunmamaktadır. Bu son derece mesnetsiz, hiçbir delile
dayanmayan bir iddiadır.
Ayrıca bu çirkin iddia, Sn.
Cumhurbaşkanımız ve AK Parti hükümetini de zan altında bırakmak için özellikle
üretilmiş bir yalan izlenimi vermektedir. Müvekkil, Sn. Dilipak’ın aklı başında
bir Müslüman olduğunu, araştırmadan ve soruşturmadan bu tür yalan haberlere
aracı olmaması gerektiğini düşünmektedir.
Müvekkil, bazı çevrelerin, Türkiye’yi
şantajların, tehditlerin, hukuksuzlukların ülkesi gibi göstermeye çalıştığını;
başta Sn. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve AK Parti Hükümeti olmak üzere, kendi
arkadaş grubu gibi mütedeyyin insanları zan altında bırakmaya; aba altından
sopa göstererek, kendi akıllarınca istediklerini yaptırmaya çalıştıklarını
düşünmekte, Sn. Dilipak’ın bu oyunun farkına vararak, bilmeden bu kumpasa alet olmamasını
temenni etmektedir.
Müvekkil, Sn. Dilipak gibi aklı başında, dindar, bilgili bir Müslüman yazarı, içi boş, delilsiz, mesnetsiz, gülünç denecek kadar gerçek dışı komplo teorileriyle, mütedeyyin, hayatını İslam’a, vatana, millete adamış Sn. Cumhurbaşkanımız ve Müvekkil gibi Müslümanları şaibe altında bırakacak yazı ve konuşmalardan kaçınmaya davet etmektedir.
19 Mayıs 2022